Avrupa Gezi Yazıları İtalya Slider Venedik

Büyüleyici Venedik'te Gezilecek Yerler

Hani insan sevdiği zaman, sevgilisinin kötü yönlerini görmez ya, Venedik’e de insan gidince gözü kör oluyor. Döndüğünde duvarların kirini, sudaki pisliği havadaki rutubet kokusunu hatırlamıyor, akılda kalan sadece büyüleyici bir atmosfer ve buram buram romantizm kokan bir şehir.

120 küçük adacık ve bunları birbirine bağlayan 400 köprü ve 170 kanal ile Venedik barbar işgalcilerden kaçacak bir sığınak bulmak amacı ile anakaradan Laguna’ya geçmeye zorlanan yerli halk tarafından M.S. 811 yılında kurulmuş. Dünyada eşi benzeri olmayan kendisine özgü bu şehir, tarih boyunca Dünya ticaretinde sahne almış ve donanması ile Osmanlıların amansız düşmanı olmuş. İtalyan siyasi birliğine son katılan şehir olarak bağımsızlığını terk etmiş bir şehir devleti aslında.

  • Ulaşım

Venedik’e hava yolu ile İstanbul üzerinden doğrudan ulaşmak mümkün. Marco Polo hava alanı şehre 15 km uzaklıkta. Ancak daha ucuza mal olması istenirse Bolonya veya Roma üzerinden aktarma ile de Venedik’e gidilebilir. Roma ve Milano’dan hızlı tren imkanı ile Venedik’e gelebilirsiniz. Ayrıca lüks cruise gemileri de Venedik’e uğruyor.

venedik-vaporetto

Hangi vasıta ile gelmiş olursanız gelin, Büyüleyici Venedik’e ulaşabilmek için Venedik’i ana karaya bağlayan 4 km uzunluğunda bir yoldan veya deniz yolundan devam etmelisiniz. Benim tavsiyem bu kara veya tren yolunu kullanmak yerine, şehir hatları vapurlarına benzeyen Vapurettolar ile Venedik’e gitmeniz olacak, Vapuretto ile yolculuk yarım saat sürüyor.

  • Konaklama

Venedik’in merkezinde bir otelde kalmak biraz pahalı. Tarihi binalardan devşirme otellerin geceliği 400 EUR’dan başlayıp 1500 EUR civarına kadar tırmanmakta. Ancak tabi ki bu otellerde kalabilmenin keyfi de bir başka olsa gerek.

venedik-canal-hotel

Bu kadar pahalıya kaçmak istemeyenler için ise alternatif olarak yeni şehir bölgesinde bulunan otellerdir. Bu oteller kitle turizmine hitap eden standart otellerdir ve gecelik ücretleri de çok pahalı değil. Bu otellerden birinde kalıp, tarihi şehir merkezine 40 dk süren tren yolculuğu ile ulaşabilirsiniz.

  • Gezilecek Yerler

Venedik’e Vapuretto ile denizden girdiğinizde ilk olarak sizi Büyük Kanal (Grand Canal) karşılar. Büyük Kanal; Venedik’in en güzel caddesidir. Kanal etrafında zengin mimari özelliklere sahip sayısız tarihi bina sıralanıyor. Şehrin ana caddesi olan bu kanalı gondollar, şehir içi taksiler ve otobüsler sıklıkla kullanır. Gondol içerisinde Büyük Kanal içerisinde yapacağınız yolculuk ile tam anlamı ile Venedik’in tarihine bir yolculuk yapacak ve büyüleyici atmosferden etkileneceksiniz.

venedik-grand-kanal

Karaya ayak bastığınızda görmeniz gereken ilk yer ise San Marko Meydanı. (St. Mark’s Square) Meydan bu şehrin kalbidir. Bir tarafından San Marko Bazilikası diğer tarafında Dükler Sarayı ve tarihi saat kulesi ile bu meydan tarih boyunca önemli stratejik bir nokta olmuştur. Yine meydanda kentin koruyucusu olan San Marko’yu temsil eden aslan heykeli ile kentin ilk azizi St Theodora’nın heykelleri de vardır. San Marko meydanında dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ise güvercinler. Meydanda yem peşinde koşan güvercinlere dikkat etmeden üzerine basmanız halinde siz fark etmeden meydanı takip eden turizm polislerine yakalanıp 40 EUR ceza ödemeniz söz konusu olabilir.

venedik-san-marco-meydani

San Marko meydanında bulunan San Marko Bazilikası da (St Mark’s Basilica) Venedik için çok önemli bir yapı. Bu bazilikanın içinde ölü bedeni İskenderiye’den Osmanlı’lara yakalanmamak için domuz etlerinin arasında getirilen Hıristiyanlığın en önemli kişilerinden Aziz Marko’nun kemikleri bulunmaktadır. Bazilikanın duvarları İstanbul’da bulunan 12 Havari Kilisesinin resimleri ile süslenmiş ve 4000 metrekareden fazla altın varak ile kaplanmıştır. Ayrıca; Bizans’ın Haçlılarca yağmalanması sonucunda ele geçirilen 4 at ve tetrark figürleri de duvarda bulunmaktadır. Bu heykellerin gerçeği ise San Marko Müzesindeymiş.

venedik-san-marco-bazilika

Meydanda bulunan bir diğer önemli yapı ise Dükler Sarayı (Dodge’s Palace). Kütüphane ile birlikte San Marko meydanının üç taraftan çevirmiş bulunan bu yapı Venedik’i idare eden düklere ve devlet görevlilerine ev sahipliği yapmıştır. Sarayın bir cephesini İmparator diğer cephesini de papa yanlıları kullanmış. (Sağ-Sol Ayrımı buralardan başlamış)

venedik-dukler-sarayi

98 metre uzunluğundaki Tarihi Saat Kulesi de; meydanda yer alan ilginç yapılardan biri. İlk olarak yapıldığında üstünde bulunan 4 tonluk çanı taşıyamayan kule yıkılmış ve yerine yeni yapılan kuleye ise 4 adet çan takılmış. İlk çan sabah ve akşam saat dokuzda işe başlama ve bitiş için çalıyor, İkinci çan soyluların toplanması ve üçüncü çan da ayinler için çalınıyor. Dördüncü çan ise saat 12’de Osmanlıların şehre tekrar geleceklerini hatırlatmak için çalınıyormuş. Tarih boyunca Osmanlılar ile savaşmış Venedikliler, bir Osmanlı askerinin ordu çekilirken Esteragon kalesinin duvarına yazmış olduğu “yine geleceğiz” sözünü unutturmamak istercesine her gün bu çanı çalıyorlar.

venedik-saat-kulesi

 

Venedik’i yürüyerek keşfedilebilecek bir şehir. Şehrin daracık sokaklarında tarihi binaların arasında kaybolmak yapabileceğiniz en güzel aktivitelerden biri olacak. Şehrin sokaklarında gezerken diğer görülmesi gereken yerleri de görebilirsiniz, Bunlardan en güzeli belki de Rialto Köprüsü’dür. Orjinali ahşap olarak inşa edilen köprü 400 yıl sonra yıkılınca yeniden daha sağlam bir şekilde yapılmış. Köprünün üzerinde tarihi dükkanlar bulunmakta. 12.yy’dan beri faaliyette bulunan kuyumcular halen daha köprünün üzerinde ticaretle uğraşıyorlar. Rialto köprüsünün üzerinden Büyük Kanalı seyretmek ise ayrı bir zevk.

venedik-rialto-koprusu

 

Büyük kanalın Rialto köprüsünün olduğu bu bölüm, kanal etrafındaki kafe ve barları ile bize Eskişehir Porsuk kıyısını anımsatıyor. Bir diğer güzel köprü de Accedemia Köprüsü’dür. 1800’lü yıllarda Avusturyalılar tarafından inşa ettirilen bu köprü, tamamen ağaçtan yapılmış daha sonraları çelikle güçlendirilmiş. Ca’d’Oro ise Büyük Kanalın kıyısında muhteşem bir saraydır. Duvarlarının yaldızlanması ve krom rengi kaplı olması dolayısıyla Ca’ d’Oro (golden house:Altın ev) olarak bilinir. Günümüzde galeri ve müze olarak kullanılıyor.

venedik-ca'd-o'ro

Venedik’in çevresinde çeşitli yönleri meşhur olmuş Lido, Murano ve Burano adaları bulunuyor. Lido adası kumarhanesi, plajları ve en önemlisi Venedik Film Festivali ile ünlüdür.

venedik-murano-adasi

 

Murano adası ise Camcılığın merkezidir. Camdan yapılmış birbirinden muhteşem vazolar, şişeler, kaseler, bardaklar ve lambalar vitrinleri süslüyor. El yapımı bu eserler, çok pahalı ama bir o kadar da güzel tabi. O kadarki yüzlerce yıl önce Suriye ve Mısır, Venedik’ten cam alıyormuş. cam ürünleri ile ünlenmiştir. Burano ise balıkçıların uğrak noktası olan bir ada. Her üç adaya da şehir merkezinden kalkan vapurlar veya özel taksi botlarla ulaşmak mümkün.

 

venedik-murano-adasi-cam

 

  • Neler Yapılır?

Venedik denince ilk akla gelen tabii ki gondolla gezintidir. Gondollar ile yapılan geziler ortalama 45 dk ile 1 saat arasında sürüyor. Gondollara toplu olarak binebileceğiniz gibi özel olarak kiralanan gondollar da var. Ayrıca, gondolcunun serenat yaptığı orijinal gondollar da bulunuyor. Gondol ücretleri gruplar için ortalama kişi başı 20 EUR kadarken, özel kiralanan ve serenat yapılan gondollarda bu rakamlar 200 EUR’ya kadar çıkabilir. Gondola binmeden önce fiyat pazarlığı yaparken gezdireceği süreyi ve görülecek yerleri de konuşmanızda fayda var. Yoksa ucuza bitirecem derken zevk de alamayabilirsiniz.

venedik-gondol-gezisi

Gondolların da verdiğiniz ücrete göre değişen çeşitleri var. Kimisi düz bir kanoya benzerken kimisi de bizim saltanat kayıklarımız gibi çok şatafatlı. Venedik’te gondolculuk ise ayrı bir sanat. Bir gondolcu olabilmek için 7 yıl boyunca eğitim almak gerekiyor. Gondolcular gittikleri yerlere göre üzerlerine farklı renklerde kıyafetler giymekte ve bir gondolcu ölmeden başka bir gondolcuya iş verilmiyormuş.

venedik-gondolcu

Çevrede bulunan Murano ve Burano adalarına giden özel turlara katılıp bu şirin adaları görebilirsiniz. Murano adasında bir cam atölyesine girip, bu eşsiz kıymetlerin nasıl hazırlandığına bizzat şahit olabilirsiniz. Burano adasında balıkçıkların arasına karışabilirsiniz. Mevsim uygunsa Lido adasının altın kum plajlarına gidip Adriyatik denizinde yüzmenin keyfine varabilirsiniz.

  • Alışveriş

Venedik’ten alınabilecek en güzel hediyelik eşya meşhur Venedik maskesi olsa gerek. Çok çeşitli şekillerde ve renklerde olan bu maskelerin pahalı ve kaliteli olanları dükkânlarda, Çin’den getirtilenleri ise sokakta işportada satılıyor. Dükkânlardakiler için pazarlık yapma şanısınız yok ama tezgâhta satılanlar için pazarlığınız kuvvetli olsun.

venedik-maske

Bunlardan başka Venedik’in merkezinde Avrupa’nın ünlü markalarının satıldığı mağazaları görebilirsiniz. Venedik, Milano veya Roma kadar olmasa da bir İtalyan şehri ve modadan nasibini almışlar.

  • Şehircilik

Venedik’te yaşamak çok zor ve göründüğü kadarı ile Venedik’i idare etmek de çok zor. Yaz aylarında Venedik’i günde 150.000 kişi kadar ziyaret ederken bazı sokak ve köprüler yayaların geçişi !! için tek yön olarak kullanılıyor.

venedik-kalabalik

Ancak Venedik dünyadan bu kadar çok ziyaretçi çekerken bir yandan da Venedik’te yaşayanların sayısı gitgide azalıyor. İnsanlar Venedik’ten kaçıyorlar. Çünkü Venedik hem pahalı hem de yaşaması çok zor bir şehir. 1950’li yıllarda 200.000’lerde olan nüfus sayısı şimdilerde 60.000’ler civarında. Ayrıca nüfusun yaş ortalaması da 46 gibi yüksek bir seviyede (İtalya’nın genel oranı ise 42)

Venedik’in merkezinde yani kanallar arasında bir evde oturmaya kalkacak olsanız, devlet sizden ödediğiniz kira kadar vergi alıyor. Bu vergi ise gitgide sulara gömülen Venedik’in korunması için harcanıyor. Bununla da kalmıyor, evin duvarına bir resim asmaya niyetlenseniz, önce Venedik idaresinden, sonra İtalya Kültür Bakanlığın’dan ve en sonunda UNESCO’dan izin almanız gerekli. Gönderilen denetçiler o resmi evin o duvarına asıp asamayacağınıza karar veriyorlar. Bir de üzerine 100 metrekare gibi bir apartman dairesinin fiyatları 750.000 EUR’dan başlıyor. Böyle bir yaşamın üzerine bir de günde 150.000 kişi ile daracık mekanlarda birlikte olmak kimseye cazip gelmiyor. İnsanlar Yeni Venedik olarak adlandırılan Mestre adlı bölgeye göç ediyorlar.

Binaların bu şekilde terk edilmesi sebebi ile boş kalan binalar bakımsızlıktan dolayı aslında kötü bir görüntü yaratıyor. Zaten binasını restore etmek veya tadilat yapmak isteyenler de amansız bürokrasi sebebi ile vazgeçiyorlar. Böylece gondolla ara sokaklara girdiğinizde pek çok bakımsız ve virane ev ile karşılaşıyor ve şaşırıyorsunuz.

Ayrıca kentte sürekli bir rutubet kokusu ve duvarlarda rutubet izleri var. Bir de sağanak yağmur uzun süre yağdığında tüm şehrin sular altında kalması ayrı bir sorun. Gondolların San Marko meydanında kullanıldığı bile söyleniyor.

venedik-sular-altinda

Şehir içi ulaşımda karayolu taşıt araçlarının kullanılması yasak. Şehir merkezine hiçbir otomobil, kamyon vs göremezsiniz. Zaten girebilecekleri yer de yok. Yaya trafik sorununu tek yönler yaratmakla çözmüşler.

Tüm şehir içi ulaşım deniz yolu ile yapılıyor. Taksi botlar, waterbus ve vapuretto dedikleri tekneler deniz otobüsleri ulaşımda kullanılıyor. Deniz araçlarının hızları ise Radar cihazları ile kontrol ediliyor.

Venedik idare anlamında pek çok sorunla baş etmekte. Bir yandan şehir sürekli olarak sulara gömülüyor bununla mücadele ediyorlar diğer taraftan şehri korumaya çalışıyorlar. Şehir tümü ile müze ilan edilmiş durumda ve bu da kişilerin günlük yaşamına olumsuz etki yaratıyor. Aynı zamanda şehir, gelen bunca turisti artık taşımakta zorlanıyor fakat turizm olmasa da yapacakları başka bir şey yok. Turizm olmasa şehir bitecekmiş gibi görünüyor ancak maalesef ki turizm de şehri bitiriyor.

Venedik sulara gömülmeden veya tümü ile terk edilmeden görmenizi tavsiye ederim. Çünkü bu şehrin eşi benzeri ve büyüleyici atmosferi başka yerde yok.

 

Not: Bu yazı Ulusal çapta Belediyeler ve diğer Yerel Yönetimler’e yönelik olarak  yayınlanan “Senato” dergisinde yayınlanmıştır. 

Venedik gezimizde çektiğim fotoğrafların bulunduğu arşiv zarar gördüğü için, yazıda kullanılan resimler, internet ortamından seçilmiştir.

 

Hakkımızda Eren Evren

Eren Evren, İzmir ve İstanbul'da serbest avukatlık yapmakta ve bir avukatlık ofisini yönetmektedir. Boş zamanlarında gezi yazıları okumakta ve uçak bileti fırsatlarını kovalamaktadır. Bulduğu her fırsatı yurt dışında gezerek değerlendirmektedir.

Web Site Facebook Twitter Instagram Google Plus YouTube

2 Yorum

Bir cevap bırakın

E-posta adresiniz asla paylaşılmayacaktır.Gerekli alanlar işaretlendi *