Barcelona'da 24 Saat

2015 Yaz tatilimizin ana konusu Mallorca adasında deniz tatili yapmaktı. Ancak Türkiye'den Mallorca'ya uçuş bulunmaması sebebi ile biraz da gezgin ruhumuzu işe katarak İzmir-İstanbul-Madrid gidiş Mallorca-Barcelona-İstanbul-İzmir dönüş olarak planlamıştık gezimizi. Yalnız yanımızda 9 aylık Mert Deniz ile Mallorca'dan sabah 7'de uçağa binip iki aktarma yaparak gecenin bir kör vaktinde İzmir'e gelmek kolay olmayacağı için Mallorca'dan sonra Barcelona'da bir es verip İzmir'e devam etmeye karar verdik. Bu kararımız da bize Barcelona'da 24 Saat kazandırmış oldu.  Daha önce Barcelona'da 5 gün geçirip gezilecek yerlerin bir çoğunu gezdiğimiz için bu defa Barcelona'da 24 saatte gezilecek yerleri hızlıca bir dolanıp Barcelona anılarımızı canlandırmış olduk.

11:00 Öğlen Barcelona Havaalanına Varış

Mallorca'dan 45 dakika süren kısa ama Vueling firmasının Hobbitlere uygun olarak tasarladığı koltuklarda çileli bir yolculuk sonrasında AVM'den dönme havaalanı El Prat'a vardık. Ancak Mallorca'da uçağın kapısında teslim ederken içime kötü bir his düşen bebek arabasını yaklaşık yarım saat beklememize rağmen bulamayınca kayıp eşya ofisine attım kendimi. Kayıp Eşya ofisine geldiğimde emekli maaş kuyruğundan beter bir sıra beni bekliyordu. Sırada beklediğim 45 dk süre boyunca görevlilerin onca bağırış çağırışa rağmen herkesin eline bir form verip gönderdiğine şahit olduğumda, şehirde sadece 24 saat geçireceğimizi ve onda da araba olmazsa ne yapacağımı söyleyip arabayı mutlaka bulmaları için çıngar çıkartacağım diye düşünüyordum. Sıra geldiğimde önce kibarca durumu izah ettim ve görevliden gelen standart cevaba karşı tam çıngara hazırlanırken "büyük bagaj bandına baktınız mı ? 13 numara deyince affaladım" Evet gerçekten de bizim arabamız diğer 15 araba ile birlikte ayrı bir banttan geliyormuş. Boşuna kayıp 1,5 saat ama olsun arabamız var ya sorun yok.            

Air Rooms Barcelona Airport by Premium Traveller Hotel

Planımız saat 11:00'de Barcelona'ya inmek ve ertesi gün saat 12:15 uçağı ile Türkiye'ye dönmek olunca 1 gece için onca bagajı taşımaktan kurtulmak için Barcelona Havaalanındaki oteli tercih ettim. Her ne kadar geceliğine 163 EUR vermiş olsam da ! Air Rooms Hotel, Barcelona Havaalanının içinde bir otel. Havaalanındaki Bussines Center'ın içinde yer alıyor ve aslında kendinizi bir otelden çok Lounge'da hissediyorsunuz. Bir gece gibi kısa konaklamalar için çok ideal ama fazlası değil. Zaten fiyatı da, küçüçük odasına göre çok pahalı. Ama 24 saat için bebek arabası, bagajlar, yorgunluk vs dememek için aktarma noktasında iyi bir seçenek.

13:00 Barcelona Şehir Merkezi Ulaşım

Barcelona Havalanından şehir merkezine ulaşımı Aerobus denilen Türkiye'deki Havaş-Havataş-Belko benzeri bir shuttle servisi ile yaptık. Daha önce bu konuyu  Barcelona Havaalanından Şehre En Kolay Ulaşım başlıklı yazımda  detaylı anlatmıştım dileyen oradan okuyabilir. Ancak karşılıklı nerede ise 5 dk'da bir servis var, bileti otobüsten alabiliyorsunuz. Barcelona'da Plaça Katalunya'ya kadar sizi götürüyor.

14:00 Barcelona Şehir Merkezi-

• La Rambla
  

Aerobus'tan Placa Katalunya'da indik ve tabii ki hemen La Rambla'ya attık kendimizi. La Rambla Barcelona'nın kalbi olan bir cadde. Placa Katalunya İstanbul'un Taksim'i iken La Rambla da İstiklali diyebiliriz. Ancak farklı olarak çok geniş bir cadde. Ortadaki geniş alan yayalara ayrılmışken sağında ve solunda tek şerit ile trafik de akıyor. Barcelona turizminin kalbi burada atıyor. Ancak La Rambla üzerinde bulunan hiçbir kafe veya restorana oturmanızı önermem çünkü hepsi de turist tuzağı. Özellikle Paella ve Sangria lı Turist Menülerini denerseniz o zaman bunlar da neymiş ?! der yanlış bir intibaa kapılırsınız. Tavsiyem bu cadde üzerinde sadece yürüyüp etraftakileri izlemeniz ve yankesicilerden korunmanız olur.

• La Boqueria 
  

La Boquera; Barcelona'nın ve belki de Tüm İspanya'nın en meşhur açıkhava pazarıdır sanırım. Ben ki Türkiye'de pazarlara hayatta girmem ancak yurt dışında değişik şeyler görmek için pazarları asla kaçırmam. La Boquera da La Rambla Caddesi'nin tam ortasında kolaylıkla ulaşılabilen ve her daim ana baba günü olan güzel bir pazar. La Boquera'nın hemen girişi meyve-sebzecilere ayrılmış. Bu tezgahlardan hindistan cevizi, mango, ananas, kiwi dahil bir çok meyveyi dilim ya da parça parça ya da meyve salatası yapılmış şeklinde 1 EUR karşılığında alabilir ya da meyve sularını deneyebilirsiniz. Pazarın hemen ortasında etçiler başlıyor. Türkiye'de AB kuralları deyip açıkta et satmayı yasaklayan AB Zihiyeti La Boquera'da bu satışlara nasıl izin veriyor bilmiyorum. Ancak etler çok iştah açıcı gözüküyor. Pazarın en arkasında ise balıkçılar var. Barcelona bir balık şehri. Ancak balık dediysem Karadeniz gibi sadece balık değil. Deniz Mahsulleri. İstakoz'undan Karides-Kalamar-Deniz Tarağı'na, büyük balıklardan küçüklere bir çok çeşidi bu tezgahlarda bulabiliyorsunuz. Ancak bunlar pişirilmiyor, siz alıp evinizde pişirmeniz lazım. Bu sebeple sadece bakıyoruz.

• Barri Gotic- Gotik Mahalle
  

Barcelona'nın tarihine bakıldığında, Bir Korsan şehrinden, Avrupa'nın yerleşimi en düzgün ve mimari açıdan en estetik şehrine dönüşümünü görebiliyoruz. Barri Gotic ise; bu evrimin ilk basamaklarında yer aldığından aslında mimari açıdan zevk vermese de Katalan Kültürünün ve Akdeniz Uyuşukluğunun en kolay teneffüs edilebileceği yer olması açısından Barri gotic yani Gotik Mahalle çok önemli bir nokta. Placa Katalunya'dan Denize doğru La Rambla üzerinde ilerlerken sol taraftaki La Rambla'ya bağlanan dar ve eski görünümlü sokaklardan içeri girerseniz zaman makinesi ile hoopp eski Barcelona'ya atlamış olursunuz. Açıkçası 2013'deki 5 günlük gezimizde Gotik Mahalle çok ilgimi çekmemişti ama bu defa sanki bütün vaktimi Gotik Mahalle'ye ayırasım vardı. Bu sebeple dar ve kirli sokaklarda Yüksel'in muhalefetine rağmen çok zaman harcadık ve çok güzel pozlar yakaladık. Bir de Gotik Mahallede geleneksel Tapas Bar'lara rastlamak mümkün. Hatta unutamadığım Tapas deneyimimi, 2013 yılında Gotik Mahallede bulduğumuz ilk Tapas bar'da barın önüne oturup elime gelen tapası alıp yerel halk ile birlikte İspanya'nın Amerika'ya karşı oynadığı basket maçını izlerken yaşamıştım. O gün tesadüfen bulduğum o barı bir daha hiç bulamadım ama bu defa nispeten daha lüks bir barda kullandık öğlen yemeği hakkımızı

Bir kaç klasik tapas, bir İspanyol sucuğu olan Chorizo ve bir Barcelona Klasiği Patates Bravas ve yanında Sangria ile donattık masayı. Sangria enfesti. Şarap, Portakal Suyu ve daha bir dolu zerzevat ile yapılan bu Katalan Şerbetini sakın ama sakın La Rambla'da içmeyin, soğursunuz, bu da ne dersiniz ! Ama klasik restoranlarda hele bir de hava sıcaksa sakın kaçırmayın derim. Patates bravas ise tam bir ispanyol mucizesi. Elma dilimi patateslerin üzerine Bravas olarak adlandırdıkları sosu koyup servis ediyorlar. Bravas sos bir İspanyol keşfi sanırım. Salça, Acı biberi soğan-sarımsak ve yoğurttan ibaret. Ancak bu sos Patatesi alıp başka bir yere koyuyor ve enfes bir damak zevki yaratıyor, mutlaka denemenizi öneririm. Chorizo da aslında bir nevi çiğ sucuk. Kalitelisi çok pahalı ve ince dilimlerle servis ediliyor. Ama Domuz ile aranız kötü değil ise bir tadın derim. Tapas arasından sonra Gotik Mahallede dolaşmaya devam ederken karşımıza ünlü Barcelona Katedrali çıktı. Dışarıdan resmen dantela işlenmiş bir mücevher olan bu katedralin içini gezmenin 7 EUR olduğunu duyunca içeriye girmedik. Tanrı'nın evine para ile girmeye karşıyım Gotik Mahalle'de bir de Picasso'nun gençliğinde kullandığı evi olan bir Müze var. Vaktiniz varsa öneririm. Ancak biletini mutlaka internetten alın. Girişi çok kalabalık oluyor.