Amerika Birleşik Devletleri Gezi Yazıları Los Angeles

Los Angeles İzlenimlerim ve Gezi Planımız

Amerika gezimizi planlarken, kağıt üstünde New York’tan Los Angeles’a geçmek o kadar da zor gözükmüyordu. Ancak NY’daki günlerimiz tükendikçe hem 6 saatlik bir iç hat uçuşunun zorluğu ve üzerine bir zaman dilimi daha değiştirip iki saat daha geriye gitmenin bize vereceği olumsuz etki bizi etmeye başlamıştı. Lakin Amerika’ya kaç defa gelecektik ki ? Gelmişken, vaktimiz de varken hepsi aradan çıkmalıydı, Los Angeles’i seçmemiz bu sebeple iyi de oldu. Evet çok kolay geçmedi yolculuk ama beklediğimizden de iyiydi. Virgin America ile yapmıştık yolculuğumuzu ve çok da keyif almıştık, Richard Bronson’un meleklerinden.

Bununla birlikte Amerika gezimizin odak noktasını New York yaptığımız için Los Angeles’i çok mu planlayamamıştım yoksa Los Angeles çok da gezilecek bir yer değil mi anlamadım ve geriye dönüp baktığımda aradan yalnızca bir kaç ay geçmesine rağmen en az hatırladığımız şehir maalesef Los Angeles oldu. Neden mi ? Anlatacağım.

25 Milyon Nüfuslu, çok uluslu bu şehrin coğrafi ve demografik yapısı New York’un tam aksine sizi sokaklarında yürümekten alıkoyuyor. Koskoca LA’de yürüyebildiğimiz cadde sayısı 3 (yazı ile üç) bu sebeple Los Angeles dimamızda yer etmedi maalesef. Tüm aktiviteleri maalesef araç ile yapmak zorundasınız. Aksi takdirde Eylül ayında bile sıcak ve nemli hava, geniş ve kilometrelerce uzun caddeler ile birleşince, LA’de sadece Evsizlerin yürüdüğünü görüyorsunuz. Toplu taşıma kullanmak bile çok da mantıklı değil. Bu sebeple İstanbul’dan bıktırıcı trafiğine rağmen, araçsız bu şehrin pek bir şeye benzemediğini hatırlatmakta fayda var.

Yürüyebildiğimiz üç caddeyi sıralarsak

1- Hollywood Bulvarı. Pek tabii ki meşhur yıldızların kaldırımlara savrulduğu  cadde

2- Beverly Hills’de pahalı mağazaların ve celebrityilerin ve lüks spor arabaların cirit attığı mekanı Rodeo Drive

3- Santa Monica’da yine mağaza ve kafelerin bulunduğu 3.cadde

Bir de şehirde sürekli bir GTA havası var. Bir yanda her tarafı kocaman zincirlerle dolu siyahi ırkın en bakımlısı rapçi tipli adamlar, diğer tarafta Meksikalı çete üyesi elemanlar, bir tarafta süper zenginler ve sürekli her yerde karşımıza çıkan evsizler. 25 milyonluk bu koca şehir tam bir karışım. Anlayacağınız. Ama bana kendimi güvende hissetirdi mi maalesef hayır

İzlenimlerden sonra gelelim Los Angeles’da gezilecek yerler programızı anlatmaya

Amerika’ya gelmeden önce yaptığım çalışmada, Los Angeles’da 1.günümüzü otelimizin de olduğu Hollywood bölgesine ayırıp gündüz Hollywood Bulvarı,  Kodak Tiyatrosu, Çin Tiyatrosu gibi mekanları görüp Sunset Bulvarında yürümeyi ve sonra öğlen Groove isimli meşhur alışveriş merkezine gitmeyi ve tam karşısında Ross Dress for Less mağazasında zaman geçirmeyi, akşam da Beverly Hills bölgesinde günü bitirmeyi planlamıştım,

İkinci günümüzde Santa Monica bölgesine gidip denize girecek, Pier’de okyanus üzerinde yürüyecek ve 3.caddede dolaşıp güzel kafelerde keyif çatacaktık,

Üçüncü günümüzde ise önce gözlem evinin olduğu yerden Hollywood işaretini görüp sonra Los Angeles’a 60 km mesafedeki meşhur Amerika’nın en büyük Outleti Camarillo’ya gidecektik Dönüşte de Malibu sahilinden gelip ünlülerin milyonluk evlerine bakacaktık,

Dördüncü gün ise Las Vegas’a gidiş yolunda Disneyland’a uğrayıp Minik Adamın gönlünü hoş edecektik.

Los Angeles’a gidildiğinde olmazsa olmazlardan olan Universal Stüdyoları ziyareti, Mert Deniz’in yaşı sebebi ile bize uygun değildi. İçimde kalmadı değil.

Bakalım evdeki hesap çarşıya uydu mu ??

#gezinafiyetle

Eren Evren

Gezgin Avukat

Hakkımızda Eren Evren

Eren Evren, İzmir ve İstanbul'da serbest avukatlık yapmakta ve bir avukatlık ofisini yönetmektedir. Boş zamanlarında gezi yazıları okumakta ve uçak bileti fırsatlarını kovalamaktadır. Bulduğu her fırsatı yurt dışında gezerek değerlendirmektedir.

Web Site Facebook Twitter Instagram Google Plus YouTube

2 Yorum

Bir cevap bırakın

E-posta adresiniz asla paylaşılmayacaktır.Gerekli alanlar işaretlendi *