Madrid’de Gezilecek Yerler 1. Gün
-
Puerta Del Sol Meydanı- Kısaca SOL
Tabii ki Madrid’e gelen herkes bilir ki, Madrid’de gezilecek yerler Puerta del Sol Meydanı ile başlar. Güneşin Kapısı anlamına gelen bu meydan tam anlamı ile Madrid’in canlı canlı atan kalbi. Her daim meydanın eksik olmayan sakini Afrikalı çanta/gözlük satıcıları, Amerikalı ve Japon Turist kafileleri, kaykayları uçan veya dansları ile kopan gençler ve gezmekten yorgun düşen turistler. Günün bana göre 25 saati canlı bir meydan burası. Derseniz ki ne var ? Bence çok bir şey yok. İşte bir Ayı ve atlı adam heykeli, etrafını çevreleyen binalar, Bir türlü bulamadığımız İspanya’nın merkezini gösteren Güneş resmi vs s.
Ancak bana göre bu meydan, Madrid’in damarlarına kan pompalayan bir kalp. Çünkü bütün turistlerin yolu buraya düşüyor, Alışveriş sokaklarına buradan çıkılıyor, Cafe Barların olduğu bölgeye buradan gidiliyor. işporta tezgahları burada kuruluyor. Geceyarılarına kadar insanlar burada eğleniyor. Yani Madrid’de nerede kalınır derseniz hiç düşünmeden Sol Meydanı etrafında bir yer bulun derim. Çünkü gün içinde yolunuz bir kaç defa bu meydana çıkacak.
Son bir not: Sol Meydanına alışveriş odaklı geldiyseniz En ingles Cortes gibi dev bir mağazayı sanırım gözden kaçırmazsınız. İşte Sol’dan Cortes mağazasına giden yol ve çevresinde alışveriş imkanı bulabilirsiniz.
-
Plaza Mayor
-
Mercado San Miguel
Bu defa hedef ünlü pazar yeri Mercado San Miguel’di.
Mercado San Miguel pek çok kaynakta taze sebze-meyve ve et ile balıkların bulunabileceği, aynı zamanda aldıklarınızı hemen orada yiyip tüketebileceğiniz kapalı bir pazar alanı olarak gösteriliyor. İstanbul’da da benzerleri denenmiş tabii ama Madrid’deki başka tabii. Mekana Özellikle aç gittik tabii, Fakat içerideki izdiham niteliğindeki kalabalığın da aç geldiğini hesaba katmamış olacağız ki, Mercado San Miguel bizim için karnımızı doyurmaktan, gözümüzü doyuran bir yer oldu. Oturacak yeri bırakın ayakta duracak bir yer dahi bulmanın imkanı yoktu çünkü.
Hesapta pazar yerinden yaptıracağımız sandviçler ve meyve salatası ile öğlen yemeğini geçiştirip tüm Türk turistler gibi yemeğe fazla para kaptırmayacaktık güya. Ama bizdeki şans böyle işlemediği için Macdonalds patladı bizi.
-
Cathedral de la Almudena ve Palacio Real
Mercado’dan sonra yolu takip edip ünlü Catedral de la Almudena’yı bulduk. Yurt dışında kilise/katedral görmekten gına geldiği için Meşhur katedrali fotoğraflamakla yetindik sadece. Sonra hedef İspanya Kralı Carlos’un sarayı.
Palacio Real de bize para verip de girecek kadar dıştan çekici gelmedi. Hava güzeldi, temiz hava dışarıdaydı. Biz bugüne kadar o kadar çok saray görmüştük ki, bahçesinde oturup dinlenmek daha huzur verdi.
Palacio Real’den sonra iki yöne gidilebilirdi. Birincisi Sarayın hemen karşısındaki Place Oriente yönüne sapıp Opera binası ve oradan tekrar Sol Meydanına dönmek, diğeri de Sabatini bahçesine girip oradan Antik Roma döneminde inşa edilen Antik Mısır’a ait Debod Tapınağı’nı görmek.
Biz Sabatini (Sarayın mimarı) bahçelerinde dolaşıp tekrardan Sol Meydanına yönümüzü çevirmeye karar vermiştik. Çocuklu aile olarak bebeğin uyku saatleri ile bizim gezi güdümüz arasında kaldığımızda tabii ku uyku galip geliyordu. Debod tapınağını, inşallah Mısır’a gittiğimizde daha iyilerini görürüz diye geride bıraktık.
-
Gran Via Caddesi
Sol Meydanı Madrid’in kalbi ise Gran Via caddesi ise atardamarıdır. Madrid’in en ünlü caddesi olan Gran Via’da sağlı sollu estetik binalar, lüks mağazalar ve canlı bir trafik var. Gran Via’yı kullanıp eve gidip akşama kadar dinlenmek lazımdı.
Akşam ise hayallerini kurduğum Churros’u deneme zamanı gelmişti.
-
Chocoleteria San Gines ve Churros
Gündüzü aratmayan kalabalığı ile Sol Meydanı gece de aktifti. Akşam yemeğini evde yiyip Madrid’e ayak bastığımdan beri aklımda olan Churros ile tanışma vakti gelmişti artık. Madrid’de Churros’u en güzel yapan yer olan Chocoleteria San Gines’de aldık soluğu. Zorlu bir masa bulma (sokağın her yerine masa atmışlar, aynı bizdeki gibi) sürecinden sonra sıra Churros’taydı.
Görünürde Tuluma tatlısının sıcak çikolataya batırılmış hali gibi gözükse de, işin aslı öyle değil. Yumurta kokmayan özel çıtır kıvamında bir hamuru kızartıp sıcak çikolata ile servis ediyorlar. Churros’un hammadesi olan hamur şekerli veya tatlı değil. Tatlandırma işini tamamen bildiğiniz enfes çikolatayı ben mari eritip kahve finacı ile servis edilen sıcak çikolata veriyor.
Churros ve San Gines ile ilgili ayrıntılı bir yazı hazırlayacağım için bu lezzet zirvesini şimdilik çok özet geçiyorum.
-
Chueca Bölgesi
Chueca Bölgesi Gran Via’dan yukarıya doğru paralel giden sokakların birleştiği bir bölge. Bu bölgenin gece hayatı yoğun olduğu için geceye bırakmıştık ziyaretini.
Gran Via’nın üzerindeki bulunan büyük McDonalds’ın tam karşısından yukarıya doğru çıktığınızda sağlı sollu güzel dükkanlar arasında araç girişi olmayan bir cadde bulursunuz. Bu cadde kendi güzelliğinin yanında sanırım Mykonos’tan bile daha fazla Gay çifti el ele, dudak dudağa görebileceğiniz yeryüzü üzerindeki ender noktalardan birisidir. Bize ilginç gelen tarafı, İki erkeğin el ele yürümesinin normal karşılanması sanırım.
