3. Gün: -Eguisheim, Riquewihr ve Ribeuville
Daha önce de değindiğim gibi Alsace bölgesinden bizim beklentimiz yemyeşil bağların arasından geçip şirin köy ve kasabaları görmekti. Bu sebeple çok fazla nokta belirlemeden, yaptğım araştırmada gözüme hoş gelen yerleri tespit edip buraları gezdik.
Eguisheim;
2013 yılında Avrupa’nın en güzel köyü seçilen Eguisheim; gerçekten de inanılmaz güzellikle ve şirinlikte bir köy. Köyün alameti farikası etrafını dolaşan çember biçimli gezi yolundan ibaret. Boydan boya bu yolu dolaşırken, Fransız insanının zarafetine ve zevklerine hayran kalmamak mümkün değil.
Eguisheim’e gitmek için Colmar’dan güneye doğru 7km ilerlemek mümkün. Köyün hemen girişinde arabımızı park ettikten sonra kısa bir yürüyüşle zaten Eguisheim’in en bilindik manzarasını görip circle dedikleri yola kaptırıyorsunuz kendinizi. Sonunda çemberin merkezindeki havuzlı heykelin etrafında demlenme ve etraftaki şarap evlerine vakit varsa bir uğrama ile bu köy çarçabuk büyülü anıların arasında kendisine yer buluyor.
Riquewihr;
Colmar’dan kuzeye yani Strazburg’a doğru yola çıkıp ana yolu değil de şarap yolunu tercih edersniz önce Benwirh sona Mittelwihr ve en son da Riquewihr çıkar karşınıza.
Adını yazması çok zor olan Riquewihr bence Alsace Şarap yolu’nun en güzel noktası.
Etrafı bakarsan bağ bakmazsan dağ olur atasözünün çıkma sebebi gibi tamamen düzenli bağlarla çevrili bu şirin ortaçağ kasabası, kibrit kutusu evleri ve dik çatıları ile kendisine aşık ediyor.
Colmar’da bir türlü yakalayamadığımız gezi trenini burada yakalayıp nereye gittiğini sormadan atladık. Meğerse ettraftaki bağları geziyor ve daha da mühimi Riquewihr’i tepeden gösterip bizi kendisine daha da çok bağlıyormuş. Kişibaşı 7 EUR olan bu treni tavsiye ederim.
Park yeri için ise biraz şanslı olmak gerek. Riquwihr’in tarihi kapsından sola doğru ilerleyerek otobüs parklarına kadar olan bölge park alanı. Eğer park yeri yoksa araç içinde bir süre bekleyin, Fransızlar bizim kadar pratik zekalı olmadıkları için park yeri için beklemek onların aklına gelmiyor.
Riquewihr çok sevimli ve şirin bir köy. Sokaklarına dalıp saatlerce fotoğraf çekmek istiyorsunuz. Şarap tadımı yapılabilecek çok yer var. Ana caddesinde oturup bir şeyler yiyip içebileceğiniz güzel mekanlar var. Riquewihr için 2 ya da 3 saatlik bir plan yeterli olur.
Ribeauville
Üçüncü günün son noktası yine ismini yazmakta zorlandığım Ribeauville oldu. Bugün gezdiğimiz yerlerin içerisinde en büyük olanı burasıydı. Yine merkez bir cadde üzerinde konumlanan şirin pastel renkli kibrit kutusu evler, yine güzel dükkanlar yine güzel şarap tadım alanları.
Ama artık hep aynı yerleri görmekten mi bilinmez, Ribeuaville bana önceki iki yerin büyüsünü pek veremedi. Gerçi ilk buraya gelsek belki buraya aşık olurduk ama bilemedim. fakat konumu gereği hedefi şarap olan gezginler için iyi bir konaklama noktası olabilir.
Eren Bey merhaba.
Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim.
Ben de Noel zamanı bu bölgeye gitmeyi düşünüyorum. Belki o dönemde cıvıl cıvıl olmasa da, Noel süslemeleri ile dolu sokakların da ayrı bir heyecan ve güzellik katacağını düşünüyorum.
Zira ben de avukatım ve üniversitede iken okulumuzca düzenlenen Avrupa Birliği Hukuku Sertifika Programı kapsamında gittiğimiz yerlerden biri de Strazburg idi. Hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de duruşma izledik ve Avrupa Konseyi’ni de ziyaret ettik. Eğer yeniden gitme fırsatım olursa Strazburg’a, ki iki gün boyunca fena şekilde hasta olmam sebebiyle doğru düzgün ne gezme ne de duruşmanın tamamını izleme şansım oldu, bir kez daha AİHM’e gitmeyi düşünüyorum ( gitmezsem, ben de vazifemi tamamlamadan dönmüş hissedeceğim kendimi.)
Ne zamandır aklımda olan ve bir gün mutlaka gideceğim dediğim yegane yerlerden biri olan Strazburg’u da içeren bu yazınız için tekrardan teşekkür ediyor, iyi günler ve iyi çalışmalar diliyorum.
Güzel sözleriniz için çok teşekkürler, benim de hayalim Strazburg’da yaşamak ve AİHM’de dava takip etmekti, kısmet olmadı