4. Gün Obernai-Strazburg
Dördüncü gün artık dönüş yoluna geçmeye başlamıştık. Hedefimiz Colmar’dan çıkıp 70-80 km yol alıp Strazburg’a bir an önce gitmekti. Ama öğlen vakti olduğu için yemek için önce Obernai’ye uğradık.
Obernai
Obernai de Alsace Şarap yolu üzerindeki sevimli kasabalardan birisi. Yine kibrit kutusu evleri ve dükkanları göze çarparken, diğerlerinden açık ara farkı, Kule ve Kilise binalarının gösterişli olmasıydı. Bu da bize tarihte Obernai’nin diğerlerine göre ya daha dindar ya da daha zengin olduğunu gösteriyordu. Dindar deyince, yol üzerinde bu bölgeye has olarak gördüğüm objelerden birisi de Cadı objeleri idi. Tabii Ortaçağ Engizisyonunun en yoğun uygulandığı ve insanların Cadı diye yakıldığı bölgelerde geziyorduk. Bu kasabaları bir an için bir de o dönemde düşündüm de içim ürperdi.
Strazburg
Ve son durağımız Strazburg’a biraz geç de olsa ulaşmayı başardık. Avrupa Birliğinin başkenti olan Strazburg’u ben aslında sıkıcı bir şehir olarak hayal ediyordum. Bu sebeple de bu gezide tek bir geceyi ayırmıştım. Ama sonra öyle bir pişman oldum ki tarifi mümkün değil. Meğerse Avrupa birliğinin başkenti olmak bir yana, Strazburg o kadar güzel bir şehirmiş ki, kesin bir daha sırf Strazburg için gelinecek.
Tek sorun günlüğü 44 EUR olan otopark
Strazburg gezimize ilk olarak bir avukat olarak bizim için önemli olan, davalarımızın bulunduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve çevresindeki Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlemonto’sunun bulunduğu bölgeye giderek başladık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir nevi bizim için Hac vazifesi idi. Daha bol vakitte gelip içlerini görmeyi, etraftaki yemyeşil parklarda bisiklet de binmeyi isterdik ama bir dahakine inşallah. Ufak bir resim arasından sonra yolumuz şehir merkezine.
Strazburg merkezinde önce Katedral ve çevresini gezerek başladık. Paris’teki Notre Dame Katedralinin aynısı diye duymuştuk ama öyle değil çok daha ihtişamlısı ve gotik olarak kasvetlisi önümüzde arzı endam ediyordu.
Katedralin etrafındaki şirin mi şirin, sokak sanatçılarının fransız müzikleri ile şenlendirdiği güzel mi güzel sokaklarını dolaştıktan sonra Strazburg’un en güzel bölgesi Küçük Fransa olarak adlandırılan Le Petit France bölgesine geçtik.
Harika bir manzara ve akerdeon, keman ve çello çalan sokak sanatçıları eşliğinde hüşu içinde bu bölgeyi de gezdik.
İşin özeti Strazburg’un tadı damağımızda kaldı,
#GezinAfiyetle
Eren Evren
Gezgin Avukat
Eren Bey merhaba.
Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim.
Ben de Noel zamanı bu bölgeye gitmeyi düşünüyorum. Belki o dönemde cıvıl cıvıl olmasa da, Noel süslemeleri ile dolu sokakların da ayrı bir heyecan ve güzellik katacağını düşünüyorum.
Zira ben de avukatım ve üniversitede iken okulumuzca düzenlenen Avrupa Birliği Hukuku Sertifika Programı kapsamında gittiğimiz yerlerden biri de Strazburg idi. Hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de duruşma izledik ve Avrupa Konseyi’ni de ziyaret ettik. Eğer yeniden gitme fırsatım olursa Strazburg’a, ki iki gün boyunca fena şekilde hasta olmam sebebiyle doğru düzgün ne gezme ne de duruşmanın tamamını izleme şansım oldu, bir kez daha AİHM’e gitmeyi düşünüyorum ( gitmezsem, ben de vazifemi tamamlamadan dönmüş hissedeceğim kendimi.)
Ne zamandır aklımda olan ve bir gün mutlaka gideceğim dediğim yegane yerlerden biri olan Strazburg’u da içeren bu yazınız için tekrardan teşekkür ediyor, iyi günler ve iyi çalışmalar diliyorum.
Güzel sözleriniz için çok teşekkürler, benim de hayalim Strazburg’da yaşamak ve AİHM’de dava takip etmekti, kısmet olmadı