Washington gezi notlarımızda bu defa şehir içi toplu ulaşımı ve metro sistemini anlatıyoruz.
Özellikle New York Metro’sundan sonra tekrar Avrupa’da Rönesans çağına dönmek gibi geldi bana Washington Metro’su. Hat isimleri doğru ve anlaşılır bir şekilde Sarı-Kırmızı-Mavi-turuncu-altın gibi renkler ile belirlenmiş. Metro istasyonlarının genelde tek girişi oluyor ve platformlar çift yönlü.
Yani gideceğiniz yönü bildikten sonra nerede duracağınıza karar vermek çok kolay. Ya da iğrenç New York metrosu gibi aynı hattın ters yönleri için farklı giriş çıkışları kullanmıyorsunuz.
Bizim kullandığımız tüm istasyonlarda asansörler vardı. Bebek arabası ile hiçbir sorun yaşamadık. Ayrıca bilet turnikelerinde yine engelli-bebek arabalı ve bisikletiler için özel geniş geçişler var. Ayrıca vagonların içi tertemiz ve metronun nereye gittiğini, bir sonraki durağın hangisi olduğunu gösterir elektronik bilgi panoları ve anons sistemleri var. Bunları özellikle yazıyorum, New York’un çağdışı modelini görmediniz çünkü.
Amerika’da metro istasyonları genelde iki katlı oluyor. Mezzanine denen asma kat gibi bir platformdan bilet alıp verebiliyor ya da geçiş yapabiliyor sonra da alt kattaki platformlara iniyorsunuz. Bu sebeple asansörlerdeki M harfi kafanızı karıştırmasın. sokağa çıkan asansörlerin kumanda panelinde S yazar ve yıldız işareti olur.
Sokak tarafında işaretleme çok kolay. Hangi istasyon olduğu, hangi yönlere gittiği, engelli erişimine uygun olup olmadığı vs bir totem üzerine yazılmış.
Washington Metro sisteminin en karmaşık tarafı biletler maalesef.
Bilet fiyatları gideceğiniz durak sayısı ve saatine göre değişiyor.
Tek yön bilet fiyatı 2,5 USD.- 4 USD arası.
Ama Smart Kart alırsanız daha karlı olabiliyor.
Biletlerin tamamı istasyon girişlerinde yer alan otomatik makinalardan alınıyor. Makineler kredi kartı kabul ediyor ama benim hiçbir kartımı kabul etmedi nedense.
Makineden tek yön bileti almak için geometri üzerine master ve fizik üzerine doktora yapmak lazım sanırım. Makineden önce gideceğiniz saati sonra da durağı seçip bilet alıyormuş!sunuz. Eğer aldığınız biletin parası yetmezse çıkışta turnike dönmüyor ve bir an istasyonda rehin kaldım diyorsunuz.
Evet şaka değil. İstasyona girerken ve çıkarken biletinizi göstermeniz lazım. Eğer giriş saatiniz ile çıkış saatiniz arasında tarife değişikliği olursa turnike çıkmanıza izin vermiyor. Haydee gidip hemen çıkışta yer alan makinelerden ilave bilet almanız lazım. Eğer tek kullanımlık kağıt bilet aldıysanız 1 USD 1 USD ilave bilet alabilirsiniz.
“Yok ben bunlarla hiç uğraşmayayım zaten metro ve otobüs ile çok haşır neşir olacağım” derseniz o zaman tavsiyem 1 ya da 3 günlük pass kart almanız. 1 günlük kart 14 USD ve her yerde geçiyor. Ama dikkat edin 24 saat değil 1 gün. Yani kartı ilk aktive ettiğiniz günün akşam 12’sinde kartın geçerliliği bitiyor.
“Bu da beni bozar Gezgin Avukat,! yok mu bir hal çaresi ?” derseniz o zaman benim yaptığım gibi 10 USD’lik Smart Kart alın. 2 USD’si kart ücreti 8 USD yüklü geliyor. dolumu kolay, zaten istasyonda eksik bakiyeniz varsa onu size çıkarken bildiriyor gidip sadece o kadar bile doldurursunuz. Otobüste de geçiyor ve hatta 90 dk gibi bir aktarma süresi vardı.
Fakat iki kişi iseniz tek kart ile çözeriz demeyin olmuyor, her kişiye bir kart lazım.
Bu arada iyi haber, her istasyonun turnikelerinin orada bir danışma görevlisi var ve gerçekten de yardım sever insanlar. Sorun yaşarsanız yardım istemekten çekinmeyin.
Otobüsler de duraktan ve ön kapıdan alıyorlar. Şoförler biraz aksi ve sert kullanıyor. Çocuk arabası ile girecekseniz illa ki arabayı kapatmanızı ve bebeği kucağınıza almanızı istiyorlar (Gaddar insanlar, çocuk uyusa ve hatta otobüs bomboş olsa bile istisna yok)
Sonuç olarak Washington metro ile kolay gezilen bir şehir. En başta Washington’da gezilecek yerler birbirine yakın ve aynı hizada gözüküyor. Ama Beyaz Saray’dan Kongre’ye oradan Washington Anıtı ve sonra Lincoln Anıtlarına yürüyüp arada müzelere de girerseniz 10 km’lik bir yürüyüşten bahsedebiliriz.
Bu sebeple biz Beyaz Saray’ın oradan metro’ya bindik, Federal Center istasyonunda inip Kongre binasını gezdik, oradan tekrar Capital South Metro İstasyonundan Smithsonian istasyonuna metro ile gittik. Bu sayede nereden baksanız en az 3-4 km kazanmış olduk. Sonuçta yazları sıcak ve nemli kışları da soğuk bir şehir, kolay kolay yürümek mümkün değil.
#gezinafiyetle
Gezgin Avukat
Av. Eren Evren
Teşekkürler, oldukça detaylı bir yazı olmuş, yalnız toplu taşıma ücretleri çok mu uçuk yoksa bana mı öyle geldi 🙂