Rodos'a gitmeden önce bu defa Rodos'ta Nerede Ne Yenir ? diye bir araştırma yapmamıştım. Çünkü ne de olsa gittiğim bir Yunan adası idi ve Yunan adalarında her zaman güzel yemekleri ve tatları kolaylıkla ve ucuza bulurduk. Ama gemide giderken merakıma yenik düştüm ve şöyle bir kaç yer araştırayım dedim. Sonra bir kaç yer daha derken Rodos'ta nerede yemek yiyebileceğimize dair ufak çaplı bir bilgi havuzuna sahip olmuştum. Bu havuzdan seçtiğimiz restoranlara gittik.
Romios-Nireas
İlk günün gecesinde tabiiki Eski Şehir'i gezelim dedik ve Old Town'da bulunan bir restoranı seçtim. Vedat Milor'un yazısında öve öve bitiremediği Fotsis'i düşünmüştüm ancak Fotsis maalesef teknoloji ile tanışmamış olacak ki Google Maps'e kendisini girmemiş. Ben de bir blogda okuduğum Nireas Tavernayı denemeye karar verdim.
Eski Şehrin içinden baştan başa geçtikten sonra klasik merdivenli bir bir yapı var oradan dar bir sokağa girip yukarı doğru çıkıyorsunuz bu restoranı bulmak için. Hatta google Maps'in rotası çok ara ve karanlık sokaklardan geçirdi bizi ama Rodos'ta güvenlik endişesi olmadığımız için çekinmedik fakat daha kolay yolu varmış, dönerken anladık 🙂
Bu dolambaçlı rotanın ardından koordinatın gösterdiği noktada çok güzel bahçesi ile sevimli bir taverna çıktı karşımıza ve ben hah şimdi bulduk diye hemen bir masaya atladım. Boş masa azdı çünkü, Sonra menüyü isteyince bir baktım ki buranın adı Nireas değil Romios'muş 🙂
Sen o kadar yol gel, stres yap, istediğin yere geleme 🙁 Neyse bunda da bir hayır vardır dedik ve menü geldikten sonra kalkmak şanımıza yakışmaz diyerek baktık menüleri incelemeye, Bu arada Türkçe menü de var.
Restoran, et ve balık ağırlıklı. Türkçe Menünün verdiği rahatlıkla tek tek tüm yemeklere baktım, incik kebaptan tutun, portakallı ahtapota kadar zengin bir yelpaze vardı.
Masaya siz bir şey istemesiniz de zeytinyağlı ekmek ve ufak tadımlık mezeler getiriyorlar.
Biz de ilk günden fazla abartmayalım dedilk başlangıç olarak Yunan usülü kuru cacık olan Cacıki, güveçte Feta peyniri söyledik.
Caciki yoğun kıvamlı ve sarımsaklı olarak güzel bir lezzet şöleni idi. Türkiye'de yediğimiz cacıklardan aslında çok farklı, Yunanistan'da yemeğin yanına bir içecek olarak değil de, yemekten önce bir meze olarak sunuluyor.
Güveçte Feta peyniri ise bence bi deha örneği Feta Peyniri bizim Ezine Peynirimize çok benzeyen bir beyaz peynir aslında. Ama Ezine'den farklı olarak tek başına yediğinde çok bir şeye benzemiyor. Bu sebeple ya üzerine zeytinyağı ve kekik dökerek tatlandırıyorlar ya da böyle başka afilli işlere sokuyorlar.
Güveçte Feta'yı üzerine domates koyarak fırına vermişler. Feta kaşar gibi elastik bir peynir olmadığı için eriyip uzamıyor. Ancak bu lezzet annelerimizin yaptığı beyazpeynirli ve domatesli tostların içini hatırlattı bana. Bazı yerlerde bunu fırın kağıdının içine koyarak da yapıyorlar en azından bu lezzeti bir kere denemenizi tavsiye ederim.
Ana yemek olarak da Yüksel; Özlediği Yunan Usulü Musakka'yı ben ise şefin tavsiyesi ile Portakallı Ahtapot söyledim.
Musakka da Türkiye'de yapılandan farklı olarak en alta patates, üzerine kıyma, patlıcan ve beşamel sos dökülerek fırında yapılan güzel bir yemek. Fırın makarnaya çok benzetirim aslında. Yanında Yunanlıların meşhur tembel salatası Grek Salatadan esinlenen koca koca kesilmiş domates ve soğanlı bir salata ile geldi.
Yüksel çok beğenmedi, biraz kurutulmuş dedi. Ama bana güzel gözüktü Tabii et ve balık ağırlıklı çalışan bir yerde Musakka istemek de ne kadar doğru idi tartışılır.
Portakallı Ahtapot ise tam bir görsel şölen, Bir hafta önce Kos adasında yediğim sert ve elastik ahtapotlardan sonra aklımda bir acaba kalmıştı, Acaba Yunanlıların usulü mü bu diye ? Ama buradaki ahtapot beni benden aldı. Portakal suyunun içinde piştiği ve çeşitlli tatlarla lezzetlendirildiği belli olan bu yemekte ahtopot değil, lokum yedim sanki. Portaklın üzerine çrekmotu serpip sunmak da tam bir Yunan mantığı idi.
Bu yemeğe ben tam puan verdim.
Yemekten sonra hesabı istediğimizde hesaptan önce Yunan usülü iki parça baklava ikram olarak geldi. Bu neden geldi diye bakarken bazı masalara da Likör gönderdiklerini gördüm. Sanırım Ramazan ayında olduğumuzu bildikleri için alkol yerine tatlı göndererek jest yapmak istediler, Restoranın Türklere olan ihtimamı ve aşinalığı, bahçesinin ve içerinin atmosferi, çalışanların güler yüzü ile Romios'tan kalktığımızda mutlu ayrılmıştık.
Romios'un hemen yanında Nireas'ı görünce onun da güzel bir bahçesinin olduğunu ve atmosferinin güzel olduğunu gördüm. Ancak sanırım pek çok türk bizimki gibi blogları okuyup geldiğinden olsa gerek içerisi Türk turist kaynıyordu ve Türkiye'yi aratmayacak bir kemancı ile darbukacı masa masa dolaşıp bahşiş peşinde koşuyordu. Lezzetini bilemem ama iyi ki Romios'a gelmişiz tesadüfen.
Nikos Balıkçısı – Nikos Fish Tavern
Rodos'a Türkiye'den gidip de uğramayanı Nikos'un yerine uğramayanı ayıplıyorlarmış, hani o derece Türkler tarafından tanınan bilinen bir yer burası. Biz de madem bu kadar bilinen bir yer uğrayalım dedik ve iyiki de uğramışız. Çok memnun kaldık.
Rodos'un yeni şehir bölgesinde sahilin hemen bir tık arkasında yer alan Nikos Fish Tavernası şirin bir ortamda güzel yemekler sunuyor.
Restorana gittiğimizde masaların sadece bir tanesinde Türkler vardı ama gördüğüm kadarı ile burası sadece bizde değil Almanı, İtalyanı, İspanyolu ile Rodos çapında meşhur bir yermiş.
Bir önceki günden farklı olarak bu defa mezeleri ve başlangıçları fazla tutalım, balığı az alalım dedik ama hata etmişiz. Neyse sorun değil yedik hepsini 🙂
Balangıç olarak
Cheese Saganaki dedikleri tavada eritilmiş Feta istedik. Restorandaki tek falso bu çıktı.
Közlenmiş patlıcan salatası istemiştik ama garsonun uyarısı ile Izgarada közlenmiş ve içine feta peyniri, soğan, domates konularak yapılan enfes bir ara sıcak geldi. Tavsiye edeirm. Özellikle Patlıcanın bozulmadan masaya getirilip garson tarafından mezenin masada hazırlanması olayın görsel bir şuvu idi.
Patlıcan, Kabak, Biber kızartması istedik. Önümüze gelen içine yağ çekmemiş, hafif mısır unu ile yapılmış kocaman kocaman kesilmiş harika bir kızartma oldu. Gerçekten de tadı hala damağımda olan çok güzel bir lezzetti. Hatta Yüksel, balığı gelmiş olmasına rağmen hala kızartmanın peşinde koşuyordu.
Ara sıcak olarak Rodos adasına özel ve benim de denemek istediğim Simi Karides dedikleri türden bir karides istedim, Gelen şey tam bir lzeet bombası idi. Biranın, alkolün yanına çerez olarak yenebilecek, ama lezzeti harika küçük karidesler bu gezimin en unutulmaz anlarını yaşattı.
Ana yemek olarak ben Kalamar dolma, Yüksel de Izgarada dil balığı istedi.
Bizde genelde şişini yaparak heba edilen Dil balığı gerçekten lezzetli ve pişirilmesi 10 numara idi. Ne kuru ne de çiğ olarak masaya gelen kocaman dil balığını tek kişinin bitirmesi çok zordu.
Kalamar dolma ise büyük bir kalamarın içine domates ve feta peyniri doldurulup getirilmişti. Lezzeti güzel ama bir süre sonra baydı. Yani çok lezzetli bir yemek ama bir kişi için yemek değil de ortaya alınabilecek herkesin bir parçasını yiyebileceği bir yemek olarak düşünmek lazım.
Yemeğin sonunda acaba bir tatlı söylesek mi diye düşünürken müessesenin ikram olarak karpuz-kavun göndermeleri ve gelen meyvenin de çok lezzetli ve tatlı olması tatlı ihtiyacını ortadan kaldırdı. Seviyorum bu Yunanlıları be, çoğu para düşünmeden memnniyet peşindeler,
Sonuç olarak Nikos, Rodos adasında nerede ne yenir sorusunun, lezzeti, ambiyansı ve garsonların güleryüzü ile bir numaralı cevabı oldu bizim için
Argo
Argo Restoranı yine araştırma yaparken adada 10 gün geçiren gezgin bir ailenin blogunda yakalamıştım. Adanın güneyine doğru giderken Haraki Kasabasında, Rodos yerlilerinin gittiği bir restoran olarak anlatmıştı.
Biz de adadaki son günümüzde meşhur Agati plajından geç çıkınca hemen 10 dk mesafedeki Haraki Kasabasına gidip akşam yemeğimizi Argo'da yiyip Rodos Town'a öyle dönelim istedik.
Haraki Kasabasındaki plajın en ucunda olan Argo Restoranı kalabalık araç gruplarını takip ederek zaten kolay bulursunuz.
Argo; bizim sahil kasabalarımızdaki deniz kenarı balıkçıları gibi tam denizin kıyısına kurulmuş yeri ve ambiyansı 10 numara bir balık restoranı
Akşama kadar Deniz ve Plaj yapmanın verdiği açlıkla hemen sipariş vermeye başladık ki, aslında böyle aç iken önce bir şeyler yiyip beynimizi kontrol altına almak gerek ama neredeee ?
Bir Hafta önce Kos, sonrasında 4 gün Rodos derken bir tane Grek Salata yememiş olduğumuzu fark edip ilk olarak Grek Salata istedik. Tembel Yunanlıların, domatesi, salatalığı, biberi, soğanı küçük doğramakla uğraşmadan kocaman kocaman kesip üzerine de her şeye gideri olan Feta peynirini yerleştirdikleri ve Ege Zeytinyağı ile sirke veya limon ekşisi ile bütünleştirip dünyaya armağan ettikleri meşhur bir salata bu Grek Salata. Biz daha kaşık salata, gavur salata ile uğraşalım duralım 🙂
Salatanın Yanına Yunan Tabağı dedikleri karışık bir meze tabağı aldım. İçinde Yunan usülü humus, fava ve tarama vardı.
humus 10 numara idi. Gerçekten de bizim ve Ortadoğu mutfağının yaptığından daha farklı, daha tok bir tadı vardı. Tahini ve zeytinyağını ve işin sırrı olan kimyonu daha fazla hissedip lezzet alabiliyorduk.
Fava için aynı şeyleri söyleyemem. Bizdeki sıradan balıkçılarda daha iyisini yedim.
tarama ise Yunan kültürüne özgü bir balık mezesi, hep içinde ne olduğunu merak eder sonra da vazgeçerim. Ama balık yumurtası olduğundan şüpheleniyorum.
İlk gün yediğimiz Güveçte Feta peyninin benzerini bulup istedik ama bu defa kağıtta geldi. Lezzeti güzeldi.
Kalamar ise dondurulmuştu. Garson kaliteli olduğunu söyleyip ikna etse de ben pek tutmadım.
Ana yemek olarak bir gün öncesinden ders alarak 5 parça tavada barbun istedim. ama Barbunlar da baya bir büyük çıktı. 5 tanesi 600 gramı geçti. Ama gerçekten de tadı lezzetli ve iyi pişirilmişlerdi.
Tatlı olarak ne var diye sorduğumda garson bize "Sizin tatlınız Kadayıfımız var, Ancak bizim usulümüzle" dediğinde hadi bir deneyelim dedim ama ne kadar farklı olur ki, bize mahçup olmamak için böyle dedi diye de düşünmeden edemedim. Ancak tatlı geldiğinde yanıldığımızı anladık, Gerçekten de güzel pişmiş bir kadayıf ancak üzerinde kalınca bir tabaka lezzetli bir krema ve tepelerine serpiştirilmiş antep fıstığı, kadayıfı başka bir tatlı haline getirmişti. Kadayfın şerbetli tatlı olması sebebi ile doğal ağırlığı, hafif krema ile dengelenmiş ve ortaya güzel bir füzyon çkmıştı, tavsiye ederim.
Sonuçta Argo bize Nikos kadar Vavv dedirtmedi ama plajdan çıkıp aç kalma süresini uzatmadan kolaylıkla erişebildiğimiz, manzarası ve ambiyansı harika olduğu ve lezzet de ortalamanın bir tık üzerinde olduğu için mutlu döndük evimize.
Rodos gezimizin sonunda ben gastronimk olarak tatmin olmuş ve karnım şişmiş vaziyette eve dönüyordum. Uzunca bir süre kalamar,karides, deniz mahuslü yemeyeceğim diyordum her Yunanistan gezimden döndüğüm gibi. Zaten giderken de çok endişeli değildim. Ne de olsa Yunan mutfağı bir Ege Mutfağı sonuçta, Bir İzmirli olarak aç kalmayacağımızı ve Yunanistan'daki hizmet sektörünün gelişmiş olması sebebi ile güzel yerler bulacağımızı düşünüyordum. Bir de bu yemek bizimdi sizindi diye düşünmeden, musakkası olsun, cacıkisi olsun, favası olsun, bunların Ege Mutfağı olduğunu kabul edip geldiğimiz için işin lezzetine baktık son karede.
çok güzel
Teşekkürler
Romios süper bir öneriydi yemekleri harikaymış. Teşekkürler ?
MÜKEMMEL FOTOĞRAFLAR MÜKEMMEL YORUMLAR İÇİN TEŞEKKÜRLER
Rica ederim, beğenmenize sevindim
Mehabalar,
Rodos Adasi’nda esim ile birlikte yaptigimiz tatilde sizin tecrubeleriniz ve tavsiyeleriniz bizim icin cok yararli oldu. Tesekkurler, elinize saglik.
Bir konuda size bilgi vermeden duramadim. Iyi ki Nireas’ta yemek yememissiniz!.. Tesadufler sizi dogru yere goturmus… Biz de internette bir cok kisi tarafindan tavsiye edilen Nireas Taverna’yi daha ilk gunumuzde denemek istedik. Ve cok pisman olduk. Gerek servisi ve gerekse sunulan urunleri cok vasat , hatta yetersizdi. Neyse ki, sonra ki gunler diger guzel balik lokantalarini kesvettik. Ozellikle .Odyssey Taverna’ yi cok begendik.
Sevgi ve saygilarimla,
Mehmet Aksoy
Umarım sizin de bizim gibi güzel geçmiştir tatiliniz. Bu arada Nireas bana da çok abartılmış bir yer olarak gözüküyordu. Bir dahakine Odyssey’i listeme aldım.
yazilar cok güzelde.. keske birde fiyatlarini yazsaymissiniz 🙂
Fiyatlar tarihlere göre çok değişiyor Kemal Bey, Örneğin biz bu otele Ağustos 2015’de 3 gece için 297 EUR ödemişiz ki bir kaç ay önceden rezervasyon yapmıştım.
Çok berbet Nimoş taverna insanları yanlış yönlendiriyorsunuz tanıtımını yaptığınız yerleri lütfen dikkat ediniz Akşamı muz berbat oldu
Selçuk Bey merhaba, Sizin için üzüldüm ancak ben tanıtım yapmıyorum, sadece kendi deneyimlerimi yazıyorum. Sizin için şanssızlık olmuş maalesef
Yemeklerin fiyatlarını hatırlıyor musunuz acaba
İki kişi ortalama 50-60 EUR civarındaydı
Merhaba,
Tavsiyene uyarak Nikos Fish Tavern’a geldim suanda atmosfer yemekler harika! Gercekten cok tesekkurler paylasimin icin simdiye kadar geldigim en iyi restorant Rodosta, daha 5 gunun var bakalim beni neler bekliyor. 🙂
Sevindim, yazıdaki diğer yerleri de deneyebilirsin