Cagliari’de dört gün geçirdikten sonra artık yönümüzü kuzey sahilleri yani Costa Smeralda (Zümrüt Sahilleri) tarafına çevirme vaktimiz gelmişti. Adayı boydan boya geçip yaklaşık 350 km yol yapacaktık. Ortalama 3,5-4 saatte gideriz diye düşündüğümden bir de araya meşhur Is Arutas plajına alırız diye düşünüp planımızı buna göre yaptım.
Yolda bir de yemek için Oristano’ya uğrayınca Güney’den Kuzey’e yolculuğumuz sabah başlayıp akşam bitti
İlk durağımız Oristano oldu. Tam yemek vakti olunca ve Is Arutas’da plaj kafesi olup olmadığından emin olamayınca yolumuzun üzerindeki Oristano’ya uğradık.
Oristano
İspanya ve İtalya’da bir çok yer gezdik, Siesta’nın bir efsane olduğunu düşünürdüm taa ki Oristano’yu görene kadar. Tam bir hayalet kasaba, Öğlen vakti her yer kapalı. Allahtan 4Square’den bulduğum Coco Ressi açıktı.
Coco Dessi Siesta’da açık olan ender mekanlardan birisi. Hem Pizza hem de deniz ürünleri var. Ben Deniz Taraklı spagetti yedim, Öğlen seçenekler fazla yok ama İstakoz vardı mesela.
Gıcık bir garsonu olsa da güzel bir mekan, Is Arutas’a giderken uğramanızı ve aslında akşam vakti gitmenizi önerebilirim. Is Arutas plajında bir kafe var ama gördüğümüz en kötü kafe plajlarından birisiydi bu sebeple iyi ki yolda yemişiz dedik
Is Arutas Plajı
Oristano’nun içinden gidiliyor bu güzel plaja.
Eğer benim gibi Google Maps kullanıyorsanız Oristano’da tüm rotayı indirmenizi öneririm. Çünkü bir noktadan sonra telefonlar çekmiyor.
Plajın yeterli büyüklükte araç otoparkı var. Hatta bir bölümü sadece karavanlılara ayrılmış Otopark için herhangi bir para ödemedik.
Plaja gelirsek gerçekten de efsane
Prinç büyüklüğünde beyaz, sarı yuvarlak taşlar aralarında az da olsa kırmızlar ve maviler gerçekten de efsane.
Taşlar yuvarlatılmış hiçbir rahatsızlık vermiyor. Ama bu taşların albenisine aldanıp kimse görmez deyip cebinize atmaya çalışmayın çok büyük cezası var dikkat
Deniz’in rengi de çok hoş. Denizin içinde de aynı taşlardan olduğu için çok hoş bir renk oluşturmuş fakat biz yol ve yemek derken geç saatte geldik. Güneş varken eminim ki çok daha güzel görünecektir.
Fakat yine sanırım geç saatte geldiğimiz için dalgalı bir döneme denk geldik. Üstüne deniz o güne kadar girdiklerimizin aksine bu defa kısa mesafede derinleşiyor ve dip akıntısı kuvvetli olduğu için Mert Deniz’i çok da fazla sokamadık suya. O taşlarla oynamayı tercih etti. Biz de pek yüzmedik.
Bizim yolumuz daha uzundu bu sebeple çok da vakit harcamadan çıktık rotaya
Olbia
Olbia’ya vardığımızda akşam olmuştu. Otelimize pardon evimize yerleşip hemen kendimizi sokağa attık
Olbia çok küçük ama sevimli ve zevk sahibi bir kasaba. Zengin Costa Smeralda’nın başkenti. Hem Uluslararası havaalanı hem de limanı var.
Fakat gezilecek yerler sınırlı maalesef.
Corso Umberto caddesi ana cadde. Kalacak yer bakarsanız bu caddeye yakın olmasını öneririm.
Hatta önereceğim otel doğrudan Grand President olabilir. Ama yer bulamazsanız Panorama da güzel bir otel. Diğerleri için bir şey diyemeyeceğim.
Tüm restoranlar, mağazalar (Apple mağazası hatta) ve barlar bu cadde üzerinde. Bizim olduğumuz dönemde şansımıza Alfa Romeo’nun bir etkinliği vardı cadde boyunca Alfa’nın tarihini öğrenmiş olduk.
Bir de Corso Umberto’nun sahile ulaşan kısmından Grand President otel’e doğru sahilde kurulu incik boncuk pazarı var.
Deniz kıyısında ise yeşillikler içinde bir yürüyüş yolu, bildiğim kadarı bir denizcilik müzesi ve bizim orada olduğumuz dönemde şansımıza çocuk oyun alanları vardı.
İşte Olbia bu.
Sonraki iki gün Kuzey Sahillerini keşfedeceğiz…
Eren Evren
Gezgin Avukat
#gezinafiyetle