Asya Gezi Yazıları Japonya Kyoto

4- Kyoto’da Gezilecek Yerler

Japonya gezimizi planlarken Tokyo’da modern Japonya’yı, Kyoto’da ise geleneksel Japonya’yı göreceğimizi hayal etmiştim. Tokyo’da geçen 4 günde aslında hem modern hem de geleneksel Japonya’yı gördüğümüzü düşünüp Kyoto’da artık Samuari’lere ulaşabileceğimizi hayal etmeye başlamıştım 🙂 Şaka bir yana Kyoto için bir çok kaynaktan Dünyanın En Güzel Şehirlerinden birisi tanımlamasını düşününce saatte 300 km hıza ulaşan trenin hoplayıp zıplaması değildi içimi heyecanlandıran, yıllardır hayal ettiğim Japon kültürüne yakından dokunma şansı bulmaktı asıl sebep.

Tokyo’dan tam zamanında (ne bir dakika önce ne de sonra)  kalkan Nazomi Shinkansen trenimiz bir mermi hızı ile Japonya’nın ortasından Kyoto’ya ilerliyordu. Dışarıda gördüğümüz silüetler bir görünüp bir kaybolurken, vagonumuzdan çıkan her tren görevlisinin dönüp eğilip selam vermesi, bu insanlara olan hayranlığımı bir kat daha arttırıyordu.

Kyoto’da Gezilecek Yerler 1.Gün

Kyoto’ya tarifede yazılı tam vaktinde inmiştik, Tokyo’da artık alıştığımız istasyon kalabalığı ve trafiğine hemen adapte olup bizi Güney otelimize götürecek otobüs durağını bulmayı başardık ve Japonya’da uygulanageldiği üzere otobüse arka kapıdan kendimizi attık.

Otelin durağında ilk indiğimizde izlenim iyi değildi.  Otelimizin olduğu bölge Gion ve Ponto-Cho gibi tarihi Kyoto’ya yakın tapınaklarla içiçe bir bölge idi ama etrafımızdaki iki katlı bakımsız evler vs bizi şüpheye düşürmüştü. Kyoto’da geçirdiğimiz üç gün boyunca da bu fikrimiz değişmedi aslında. Kyoto kendi şahsına münhasır bir şehir. Kyoto’da Sanki tarihi ikinci dünya savaşı zamanında durdurmuşsunuz ve o hali ile turizme açmışsınız. Sanki Westworld gibiydi

Kyoto’da gezilecek yerler programımı gitmeden önce yapmıştım. İlk günümüzde otelimize yakın tapınaklar olan

Kenin-ji

Kiyomuzu-dera

Yasaka

Chion-in

Shoren-in

tapınaklarını gezip oradan Gion caddesinde dolaşma ve ardından Ponte-Cho bölgesinde Geyşa Paparazziliği olarak planlamıştım.

Ancak yağmur sebebi ile Tokyo’daki süremizi uzatıp Kyoto’yu azaltınca program da değişti. Çünkü bir çok tapınak 17:00 civarında kapanıyor. Gitseniz de dıştan bir numaları yok.

Bu sebeple biz çıkar çıkmaz Kenin-Ji ile başladık ama kapatmıştı çoktan.

Dıştan bir kaç kare ve sonra Yasaka’ya geçtik. Yasaka diğerlerinden daha büyük ve önemli bir tapınak. Belki daha fazla vakit ayırmak gerekli ama biz kapanışa yetiştiğimiz için çok fazla bir şey göremedik.

Tapınaklardan sonra bir western film kasabasını andıran Gion’un ana caddesinde yürüyüp köprünün diğer tarafına attık kendimizi. Amacımız Nishiki pazarına yetişmekti ama olmadı, o da kapalıymış.

Fakat kendimizi üstü örtülü bir alışveriş bölgesinde bulduk ki içinde baya bir dolaşma şansımız oldu. Sonrasında ise tüm Japınya gezimizin en efsane sushicilerinden biri ile tanıştık. Bir Kaiten Sushici olan Musashi’de bulduk. Gelen Sushi’ler hem bizim damak tadımıza daha uygun hem de ekonomikti. 10 tabak civarına 12-15 USD ödüyürduk, öyle anlayın yani.

Kyoto’da Gezilecek Yerler 2.Gün

Birinci gün biraz boş geçince ikinci günün programı tabii ki oldukça yoğundu. Bugün kuzey batıya gidip efsane Arashiyama Bambu ormanını ve etrafındaki tapınakları görecektik.

Otelimize yakın bir noktadan bindiğimiz otobüs ile 40 dk’lık bir yolculuk sonrasında önce Tenryu-Ji tapınağının orada indik.

  • Tenryu-Ji Tapınağı

Arashiyama ormanına gelenler için asla kaçırılmaması gereken tapınaklardan birisi burası. Hem düzayak hemde Bambu ormanına doğrudan bağlantıya sahip. Binalar üçüncü defa yapılmış ama bahçesi 1600’lü yıllardan beri orjinal kalmış. Bahçe için ayrı binalar için ayrı bilet alıyorsunuz. Özel bir inancınız veya merakınız yoksa Bahçe için ödenen 500 Yen’lik bilet yeterli bence

  • Arashiyama Bambu Ormanı 

Burası gerçekten masallardan çıkma bir yer. Hani yazacak çizecek çok fazla bir söz yok, Tapınaktan çıkış kapısı ormanın içine açılıyor. yaklaşık 700-800 metrelik bir yürüyüş, çok kalabalık bir zamana denk gelmezseniz müthiş kareler, inanılmaz off offff, anlatmak zor, fotoğraf ve videolara bakın bence.

  • Okochi Sanso Bahçesi

Japonların ünlü bir film yıldızı olan Okochi Sanso’ya ait evin bahçesi 400 yen karşılığı geziliyor ama ben pek tutmadım. Tabii Sakura Zensen (Kiraz çiçeklerinin açtığı Nisan sonu Mayıs Başı)  ya da Köyo (Sonbahar) zamanlarında gelirseniz bambaşka olur.

  • Jöjokko- Ji Tapınağı

Arashiyama bölgesindeki bir başka ünlü ama sessiz tapınak. Tapınak deyince bizler cami veya kilise gibi tek bir bina zannederiz ama Japonlarda durum öyle değil. Jöjokko-Ji gibi bir çok tapınak geniş alanlara yayılmış pek çok binadan oluşuyor.  Tapınma alanı, dua alanı, keşişlerin kaldığı evler, abdest alanı, kule vs vs.

Jöjokko-ji bir dağ tapınağı ve yaptığım araştırmada gizli güzellik olarak tanıtılıyordu. Dağ tapınağı lafına başta çok önem vermemiştim. Ama 500 yen verip içeri girince o merdivenleri çıkmak zorunda kalınca anladım gerçeği 🙂 Ama manzara ve ortam güzeldi ve o emeğe değdi.

Jöjokko-Ji tapınağında harcadığımız efordan sonra ve vaktin de dar olması sebebi ile Rakussisha ve Nison in tapınaklarından vazgeçip yine geldiğimiz yoldan geri dönü masal ormanının içinden geçip otobüs durağından bindiğimiz otobüs ile iki aktarma sonunda Merkezdeki hedefimize ulaştık.

  • Kinkaku-Ji Tapınağı 

Kyoto denince akla ilk gelen karelerden birisi de kinkaku-Ji yani Altın Tapınağının görüntüsüdür.

Tapınağa giriş için biletimizi aldıktan sonra (500 yen) bizi içeri aldılar ve insan güruhu ile birlikte Japon görevlinin yönlendirmesi ile tek bir yönden ilerleyip çok güzel kareler çektik. Sonra insan güruhunun içinde tapınağın etrafını dolaştığımızda bir bakmışız ki çıkıştayız. Pek anlamadım, Tapınağı pek yorumlayamadım, her şey bir çırpıda olup bitti ama Kyoto’da meşhur tapınaklar böyle maalesef. Artık Budist ya da Zen Felfesinin ilkelerini düşünmeyin, kendi kendinizle kalmayı, doğayı dinlemeyi ve özümsemeyi aklınıza bile getirmeyin, binlerce kişi ile birlikte tapınağı görüp gidiyorsunuz ki hele bizim gittiğimiz dönem sıcak yaz dönemi turistin az olduğu dönem. Ben İlkbahar veya sonbaharda düşünemiyorum buraları.

  • Kiyamizu Dera Tapınağı

Kinkaku-ji’den sonra yine çift otobüs ile Kiyamizu Dera’nın bulunduğu tepenin eteklerine gelmiştik 🙂 Evet Kiyamuzu da yükseklere kurulmuş bir tapınaktı ama meşhur olduğu için çıkan yol hediyelik eşya ve yiyecek içecek satıcıları ile doluydu bu sebeple pek de hissetmiyorduk yokuşta çıktığımızı.  Bir de boğucu sıcak olmasa 🙁

Kiyamizu Dera, Kyoto’nun en meşhur tapınaklarından birisi. Ana binası, müştemilatı ve uzaklardaki Kulesi ile gerçekten gezilmeye değer bir yer. Ancak sanki bana biraz yapay gibi geldi. Tabii bu tapınaklar ahşaptan yapıldığı için yüzlerce yıl ayakta kalamıyorlar ama üzerindeki boya kokusuna Japonlar bir çözüm getirmeli idi.

Kiyomuzu dera ile ikinci günde Kyoto’da gezilecek yerlerin sonuna geldik. Akşam yine benzer bir gezi ve sonrasında tabii ki Musashi’de Sushi.

Kyoto’da Gezilecek Yerler 3.Gün

Kyoto’daki son günümüzdü bugün. Gitmeden önce yine Kyoto denince akla gelen resimlerdeki Fushimi İnari tapınağına gitmeliydik. 1000 kapılı meşhur turuncu tapınaktı burası.

bu defa merkezden metro/tren ile gidecektik. Hatalı trene bindiğimizde yanımda oyun oynayan ve tek kelime İngilizce bilmeyen, Latince harf çok zor okuyan Japon gencin yardım için kendini parçalaması bir başkaydı bizim için.

Neyse ki, Japon gencin yardımları ve Kondüktörün yönlendirmesi ile inip doğru yöne binip Fushimi İnari durağında inebildik. İndiğimiz yer geri kalmış bir Anadolu kasabasındaki tren istasyonu gibiydi, Fushimi İnari yazısı olmasa yanlış yerdeyiz diyecektim.

Fushimi İnari’ye de gidişte bir çok hediyelik eşyacının arasından geçtik. Sonra içeriye girdik. yine bir insan güruhu içinde kapıların altından geçtik, Artık kapıları tek yön haline getirmişler ve bu yönü izleyip yürüdüğünüzde yine kendinizi dışarıda buluyorsunuz. Yine ne bir felsefe, ne bir kendinle kalma, hiçbir şey yok. Sadece alüminyum-plastikten yapılma kapıların altından. geçiş.

Sonuç olarka Kyoto’da geçirdiğimiz üç gün boyunca bir çok önemli noktasını ziyaret ettik, tapınaklarını gördük.

Ama benim aklımda kalan tek yer Bambu ormanıydı.

Tapınaklar çok kalabalık ve yapılan yönlendirmeler sizi sanki bir eğlence parkında hissettiriyordu. O tarihi, felsefi dokuya bir türlü temas edemedik, bu sebeple de Kyoto benim için bir hayal kırıklığı oldu maalesef

#gezinafiyetle

Gezgin Avukat

Eren Evren

Hakkımızda Eren Evren

Eren Evren, İzmir ve İstanbul'da serbest avukatlık yapmakta ve bir avukatlık ofisini yönetmektedir. Boş zamanlarında gezi yazıları okumakta ve uçak bileti fırsatlarını kovalamaktadır. Bulduğu her fırsatı yurt dışında gezerek değerlendirmektedir.

Web Site Facebook Twitter Instagram Google Plus YouTube

Bir cevap bırakın

E-posta adresiniz asla paylaşılmayacaktır.Gerekli alanlar işaretlendi *