St Petersburg'da Beyaz Gecelerde Gezilecek Yerler

1. Gün Nevsky Caddesi ve Saray Meydanına Kadar St Petersburg'da Görülmesi Gereken Yerler

Nevsky Caddesi St Petersburg'un kalbi adeta. İstanbul'daki Bağdat Caddesinin 8 şeritlisini düşünün, Ancak etrafında bizimki kadar çirkin apartmanlar değil, Eski dönem rokoko binalarını getirin, bir kaç köprü koyun ve sonunu Petro'nun Kışlık Sarayı Hermitage'e bağlayın işte size Nevsky Caddesi.  Çift şeritli olarak trafiğe açık bu cadde yürümesine güzel amma araçlar, otobüsler ve hız sınırı bilmez görgüsüz motorlar yüzünden bir süre sonra başağrıtıcı bir yer oluyor. 

Nevsky Caddesi (Nevsky Prospect); bir ucunda Alexander Nevsky metro istasyonundan başlıyor diğer ucunda Saray Meydanı ve Hermitage müzesine kadar uzanıyor. Toplamı 4,5 km kadar Ancak bana göre gezilecek yerleri 4 At heykelinin bulunduğu Anichkov Köprüsü ve Sarayı ile başlıyor ve Hermitage'a kadar gidiyor. Eğer caddeyi gezecekseniz bu noktayı başlangıç veya bitiş olarak alabilirsiniz. Biraz daha yürümek isteyenler 1km daha giderlerse tarihi eser olarak sayılan Moskova Tren İstasyonunu da görebilir.

Anichkov'dan Saray Meydanı'na doğru ilerlerken görebileceğiniz ünlü yapılar şöyle;

– Anichkov Köprüsü:

Neva kanalı üzerine yapılan ilk köprüymüş, tarihi 1700'lere kadar gidiyor. 4 Atlı heykeli ile meşhur

– Tüccar Yelseyev'in Dükkanı:

Dışından eğlenceli bir tiyatro ve hatta bir blogda okuduğum gibi Charlie'nin Çikolata Fabrikasına benzeyen bu yapının içinde lüks gıda malzemeleri, 8000 TL'Lik havyarlar, peynirler ve şaraplar satılıyor. İçinde ufak bir kafesi de var. Oradan aldıklarınızı yiyip bir şeyler içebiliyorsunuz. 

– Kazan Katedrali;

Nevsky Caddesi üzerindeki tek Ortodoks katedrali olan bu yapı, Roma'daki meşhur St Pietro'ya özenerek yapılmış. İleride başka bir yazıda detaylarını anlatacağım bu yapının Komünizm zamanında "Ateizm Müzesi" olarak kullanıldığını bilmek de enterasan geldi. 

– Singer Binası; 

Kazan Katedrali'nin tam karşısında yer alan dışı gösterişli bu yapı uzun süre meşhur Singer Markasının binası olarak hizmet vermiş. Şimdilerde güzel bir kitapçı. Hatta St Petersburg ile ilgili İngilizce çok güzel gezi kitapları da var içinde. İkinci katında güzel bir kafeteryası varmış ancak asansörü olmadığı için çocuk arabası ile o kadar merdiveni çıkmaya gözümüz kesmedi. 

Bu noktada Nevsky Caddesinden bir süreliğine ayrılacağız. 

– Mikhailovsky Sarayı ve Sanatçı Meydanı (Arts Square) ve Rus Müzesi

Nevsky Caddesinin üzerindeki Kazan Katedralinin karşısında ve Singer Binasının hemen yanından Sıçramış Kan Kilisesini görmemek mümkün değildir, Çünkü gözlerin büyük bir kısmı ona bakıyor ya da selfi çubuğu ile kendini çekmeye çalışıyordur. Nevski'den ayrılıp Sıçramış kan kilisesine doğru giderken sanki ormana doğru açılan bir kapı görürsünüz. İşte bu kapı aslında bir Orman değil Mikhailovsky Sarayının bahçeleridir. Günümüzde Rusya Müzesi olarak faaliyet gösteren bu sarayda Rus sanatçılarının pek çok eseri var. meraklısına tavsiye ederim. Ancak içine şöyle bir girip bakmak isterseniz de ortasında Pushkin'in dev bir heykelinin olduğu Arts Meydanını da görebilirsiniz. 

– Sıçramış Kan- Yeniden Doğuş – Voskresenia Khristova Katedrali

Rusya Müzesinden yukarı doğru gidince yolun sonunda St Petersburg'un sembollerinden birisi olan ve masallardan kaçmış gibi görünen Sıçramış Kan Kilisesi var. Bu yolda ilerlerken bence St Petersburg'daki en güzel hediyelik eşyacı pazarının arasından geçersiniz. Az çok Türkçe bilen satıcılarla sağlam pazarlıklar yaparak hediyelik eşya stoğunuzu buradan ikmal edebilirsiniz. Misal biz ilk gördüğümüz satıcıdan nerede ise tüm hediyelerimizi almıştık ki pek yapmayız

Suikaste kurban giden bir Çar'ın velihatı tarafından suikastin yapıldığı yere yaptırıldığı için Sıçramış veya Dökülen kan ya da Yeniden Doğuş Katedarli olarak adlandırılıyor. St Petersburg'un Katedralleri yazımda detaylarını anlatacağım

Bu noktada yorgunluk seviyesine göre bölgeyi daha detaylı tanımak adına içinde Devrim şehitleri için hiç sönmeyen ve Field of Mars olarak adlandırılan bahçeyi gezebilir, Rusya'nın ilk sirkini görebilir ve biraz daha ileriye gidip Kurt Seyit ve Şura'nın da geçtiği Mermer Saray'ı dışarıdan görebilirsiniz. 

Yorgunluk var ve hizayı bozmayalım derseniz de Rota Alexander Pushkin Müzesinden ilerleyip Saray Meydanına çıkmak olabilir. Biz Pushkin Müzesini pas geçtik. Yoğun rüzgar altında kaldığımız için daha fazla yürümek istememiştik. Ama Pushkin'e merakı olanlar Müzeyi atlamasınlar. 

– Saray Meydanı, Alexander Sütunu ve Tabii ki Kışlık Saray- Hermitage Müzesi-

İlk günkü gezinin son durağı Saray Meydanı. Dünyanın en büyük meydanlarından birisi olduğu iddia edilen bu meydanı Kışlık Saray yani Hermitage Müzesi çepeçevre sarmış durumda. Saraya bağlı İdare Binaları ve Ana bina karşılıklı olarak meydanı çevrelelmiş ve tam ortada Alexander Sütunu var. 

Hermitage Müzesi ise Dünyanın en büyük ve saygın müzelerinden birisi. Sanatseverler bu müzeye birden fazla gün ayırsa da bizler için 3-4 saatlik bir prgram kafi geliyor. Ancak o da bu yorgunluğun üzerine değil, yeni bir başlangıç ile…

YAZININ DEVAMI 3.SAYFADA