Rüya gibi geçen Alsace Şarap Yolu gezimizden yeni döndük, bir sonraki gezimiz ile arasında fazla bir ara olmadığı için, sonraki gezi, öncekine ket vurur prensibini hatırlayıp bir an önce geçtim klavye başına. Ne de olsa Colmar-Strazburg arasında geçen Alsace Şarap Yolu gezisinde gezilecek çok yer, anlatılacak çok şey vardı.
Biz Türkler için Alsace demek genellikle Colmar demek oluyor. Ancak geziyi sadece Alsace ile sınırlı tutmak, güzel bir romanın ilk 10 sayfasını okumak gibi bir şey. Çünkü; Alsace şarap rotası (Route de Vin) üzerinde Colmar haricinde o kadar çok güzel köy ve güzel kasaba var ki, her biri için yeterli zamanı ayırsak en az 10-15 gün bu turda kalmamız gerekir. Yol üzerinde gözalabildiğince uzanan şarap bağları ve onların içindeki şirin ve sevimli irili ufaklı köyler ve kasabalar, işte Alsace Şarap yolu size bunları vaad ediyor.
Eşiniz veya Sevgilinizle çıkabileceğiniz en romantik gezilerinden birisi veya Şarap severlerin küçük ve yerel işletmelere yerinde ulaşıp tadım yapabildiği ve şarap üzerine sohbet edebildiği, Michlen yıldızlı Fransız restoranlarda gurme denemeleri yapabileceğini alternatif bir gezi turu aslında Alsace.
Alsace Şarap Rotası veya Yolu Kuzey’de bölgenin başkenti Strazburg’dan başlayıp güneyde İsviçre sınırlarında kalan Mulhouse şehrine kadar giden 150-160 km’lik bir yol aslında. Yolun uzun olmaması ve rota üzerinde gezilecek köylerin birbirine yakın olması gezide yorulmamanızı sağlıyor. Hatta sağlıklı yaşamı hayat felsefesi yapanlar bu rotayı bisikletle geçiyor.
Alsace Şarap Yolu gezisine çıkmadan önce beklentilerinizi gözden geçirmenizi öneririm. Çünkü bu geziden beklentilerinize göre rotanızı belirleyeceksiniz.
Bizim gibi küçük çocuklu bir aile iseniz, araç kiralamışsanız ve ufaklıkla şarap tadımı yapmak sizin için de zorsa o zaman 4-5 günlük bir süre Alsace rotası için yeterli olabilir. Bu tip bir geziyi düşünenler, Starzburg’dan Mulhouse’a kadar önemli noktaları gezip ara köyleri pas geçebilir.
Ancak bir şarapseverseniz o zaman iyi bir araştırma yapın derim. En ünlü lokal üreticilerin isim ve adreslerini bulun, kendilerinden tadım randevuları alın, şarap bilginizi ve Fransızca’nızı gözden geçirin ve büyük noktalar arasında yol üzerindeki bağları tek tek gezip şaraba doyun derim.
Gurme iseniz, Colmar ve Strazburg eminim ki sizi çok tatmin edecektir.
Biz birinci şıkka dahil olduğumuz için gezimizin amacı bu şirin bölgeyi gezip görmek olduğundan rotamızı sayısız kombinasyon denemesi sonrasında şu şekilde ayarlamıştık.
1.Gün
Stutgart Havalimanı’na iniş-
Araç kiralama
Araba Sevdalısı Mert Deniz için Stutgart’taki Mercedes Müzesi’ni gezmek
240 km yol yapıp Colmar’da otele yerleşme
2. Gün Colmar’ı gezme ve Konaklama Colmar
3. Gün Colmar’dan Eguisheim, Riquewihr ve Ribeuville kasabalarına gitmek ve vakit kalırsa arada Kaysersberg ve Turckheim’i görmek, Konaklama Colmar
4. Gün Colmar’dan Strazburg’a geçiş- Arada Obernai’de bir yemek molası ve sonrasında doğrudan Strazburg
5. gün Strazburg’dan Stutgart’a dönüş (150 Km) ve İzmir’e dönüş.
1. Gün için söyleyebileceğim Mercedes Müzesi araç severler için gezilmesi gereken bir tapınak bence. Sırf Mert Deniz değil ben de 1930-40’ların arabalarının camlarına yapıştım. Bu müzeyi ayrıca yazacağım.
Almanya’da araç kiralayıp Fransa’ya geçerken hiçbir sorun yaşamadık. Fransa’da ödemeli yollar belirli bölgelerde olduğu için aracın Alman olması bir sıkıntı yaratmadı. Zaten Almanya’dan Fransa’ya geçerken sadece bir köprü geçiyorsunuz, kimsenin size bir şey sorduğu da yok.
Sadece Araç kiralaması sırasında ben bir Mercedes E 200 rezervasyonu yapmıştım, bana muadil olarak Volvo s 60 önerdiler. İki bavul ve bir bebek arabası ile o arabaya sığamayacağımızı anlayınca bu defa Ford Galaxi’ye geçtiler. Ancak tatlı dil her yerde kilit açan bir anahtar olduğu için dayanamayıp Merecedes CLS 350 verdiler. Ancak Almanya’da tam bir Station Wagon fetişizmi olduğu için bu araç da SW’di.
Her ne kadar 3000 Motorun gücünü test edecek yollarda fazla dolanmadıysak da, arada hız snırı olmayan otobanlarda çaktırmadan test etmişliğim vardır.
Eren Bey merhaba.
Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim.
Ben de Noel zamanı bu bölgeye gitmeyi düşünüyorum. Belki o dönemde cıvıl cıvıl olmasa da, Noel süslemeleri ile dolu sokakların da ayrı bir heyecan ve güzellik katacağını düşünüyorum.
Zira ben de avukatım ve üniversitede iken okulumuzca düzenlenen Avrupa Birliği Hukuku Sertifika Programı kapsamında gittiğimiz yerlerden biri de Strazburg idi. Hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de duruşma izledik ve Avrupa Konseyi’ni de ziyaret ettik. Eğer yeniden gitme fırsatım olursa Strazburg’a, ki iki gün boyunca fena şekilde hasta olmam sebebiyle doğru düzgün ne gezme ne de duruşmanın tamamını izleme şansım oldu, bir kez daha AİHM’e gitmeyi düşünüyorum ( gitmezsem, ben de vazifemi tamamlamadan dönmüş hissedeceğim kendimi.)
Ne zamandır aklımda olan ve bir gün mutlaka gideceğim dediğim yegane yerlerden biri olan Strazburg’u da içeren bu yazınız için tekrardan teşekkür ediyor, iyi günler ve iyi çalışmalar diliyorum.
Güzel sözleriniz için çok teşekkürler, benim de hayalim Strazburg’da yaşamak ve AİHM’de dava takip etmekti, kısmet olmadı