Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Amerika New York

New York’da Gezilecek Yerler: Central Park

New York’da gezilecek yerlerin başında Central Park gelir.

New York’ta Sonbahar, Hery Sally ile Tanışınca, Sex And The City, Wall Street gibi bir çok meşhur filmin içinde bir şekilde yer almış bu park bizlere bu yüzden çok tanıdık gelir aslında.

Geçmişe gidersek;

New York şehrinin Manhattan ilçesinde bulunan hastalık saçan ve düzensiz alana sahip bir bataklık, şehir halkının nefes alabileceği, zaman geçirebileceği bir alana dönüştürülmek isteniyor ve bunun için bir yarışma düzenleniyor. Yarışmayı  Frederick Law Olmsted kazanıyor ama sonuçta olan yoksul insanlara oluyor 1600 kipi bölgeden tahliye ediliyor. Tabii Sanayi Devrimi döneminde yoksullardan kime ne ? Hepsi de muhtemelen İrlandalı göçmenlerdir.

3000’den fazla işçi 10 yıldan uzun süre bu bataklık alanı konulu bir park alanına dönüştürmek için çok uğraşmış, Günümüzde Central Park’ta etrafınızda baktığınızda görülen her şeyin buraya başka bir yerden getirildiğini öğrenince çok şaşıracaksınız. Bir tek kayalar, yerinden kaldırılamadığı için orjinal, gerisi için milyonlarca metreküp toprak taşınmış. Şehrin ortasına bu kadar devasa bir park yapınca, doğu yakası ile batı yakasını birbirine bağlamak gerekmiş. Ancak araçları parkın içinden geçireceksek neden bu kadar emek harcıyoruz diyen New York’lular o dönem için ilk sayılan teknoloji ile dinamit ile yolları park yüzeyinden aşağı indirerek çözüm bulmuşlar. Plan o kadar başarılı ki, bugün parkın içinden yürürken arabaları görmüyorsunuz bile.

Parkın bugüne denk olan maliyetinin 200 milyon dolar olduğu söyleniyor.

Bir zamanlar bataklık ve kayalıktan başka bir yer olmayan Central Park’da şimdi göller, şelaleler, yemyeşil alanlar, çeşitli ağaçlar size böylesine sıkışık ve acelesi olan bir şehirde eşsiz bir mola imkanı veriyor.

Şimdi gelelim Central Park’ı nasıl gezeceğimize;

1- Central Park’a Nasıl Gidilir. 

Manhattan adasının kuzeyinde yer alan  Central Park’a yakın bir yerlerde değilse en kolay tabii ki Metro ile gidilir. New York’ta metro ile gidilmeyen yer yok sanki ama bir de o metronun nasıl işlediğini öğrensek !

Central Park’ı üçe bölersek; 1- Güney bölgesi, 2- Merkez ve 3- Kuzey olarak adlandırabiliriz. Güneyde N R W hatlarının istasyonu olan 5th Avenue ve A B C D hatlarının istasyonu olan Colombus Circle istasyonları Central Parka gitmek için uygun. Central Park’ı gezmeden önce müzeleri gezelim sonra kendimizi çayır çimene atarız diyenler ise; Metropolitan Müzesi için 4 5 6 numaralı hatların istasyonu olan 86th Street istasyonunu, Doğa Tarihi Müzesin gezmek isteyenler ise A B C hatlarının istasyonu olan 81st Street istasyonunu tercih etmeli.

2- Central Park Gezi Rotası Nasıl Olmalı

Biz Central Park’a güney taraftan giriş yaptık. Tam ortadaki Central Drive’den içeriye doğru girdik.

İlk olarak Hecksher Oyun alanında bir durup yarım saat kadar ufaklığın gönlünü alıp oyuncaklara bindirdik.

Sonra Bethseda Çeşmesine kadar ortadan ilerleyip göl kenarında bir mola verdik.  Göl kenarına gelmeden önce hip Hop çı gençliğin çılgın gösterisine bakakaldık.

Göl Kenarının etrafından dolaşıp orta düzey hadi hadi doğruyu söyleyim yorucu bir eğim ile Belvedere Kalesine çıktık ve manzarayı seyreyledik.

Merkeze gelmiş olmanın yorgunluğu ile daha fazla kuzeye ilerlemeden Metropolitan müzesinin olduğu kapıdan çıkıp güzel butiklerin olduğu Park Avenue üzerinden Times meydanına geri döndük.

Yaklaşık 2,5-3 saatte tamamladığımız bu rota boyunca New York’un kasvetli havasından kendimizi sıyırıp bir başka boyuta geçmiş gibi hissettik kendimizi.

Biz Central Park ve etrafına aslında bir tam gün ayrımayı planlamıştık. Bir günün içinde ya Metropolitan ya da doğa tarihi müzesi olacak ve piknik de yapacaktık. Ancak New York’taki ilk günümüzde plansız bir şekilde kendimizi Central Park’da bulduğumuz için devam edip gezdik. Böylece bir günümüz boşa çıkmış oldu.

Bunların dışında hava uygunsa Buz Pateni pistini kullanabilirsiniz (Aslında Rocekfeller Center’ın oradaki daha meşhur 🙂 John Lennon’a saygılarınızı sunmak isterseniz Strawberry Fields alanına gidip Imagine anıtına çiçek bırakabilirsiniz, Amerika ile Mısır ne alaka ? derseniz, siz de parktaki Dikilitaş’ı görünce şaşırabilirsiniz.

Ancak size tavsiyem özellikle süreniz var ise küçük bebeğiniz yok ise Metropolitan Müzesine, çocuğunuz var ya da meraklı iseniz Doğa Tarihi Müzesine girmeniz olacak. Her iki müze de aslında ne verirsen kabulümüzdür bağışı usulü ile çalışan alanlarında dünyada ün yapmış müzeler.

Bir de Central Park’a girmeden önce Citeralla Gourmet Market ya da Columbus Circle Whole foods Market isimli şarküterilerden piknik sepeti yaptırmayı da gezinizde planlayın derim. Yok ben sosyeteyim derseniz o zaman göl kıyısındaki fantastik Loeb’s Boathouse’da yemek yiyip Hollywood artistlerini çekiştirebilirsiniz.

Eren Evren

Gezgin Avukat

#gezinafiyetle

 

 

 

 

 

Hakkımızda Eren Evren

Eren Evren, İzmir ve İstanbul'da serbest avukatlık yapmakta ve bir avukatlık ofisini yönetmektedir. Boş zamanlarında gezi yazıları okumakta ve uçak bileti fırsatlarını kovalamaktadır. Bulduğu her fırsatı yurt dışında gezerek değerlendirmektedir.

Web Site Facebook Twitter Instagram Google Plus YouTube

Bir Yorum

Bir cevap bırakın

E-posta adresiniz asla paylaşılmayacaktır.Gerekli alanlar işaretlendi *